SÖZLERİ

Dünya bu; devran!

Bunca yıl geçti bir an.

Dün gitti Ey Can,

Bugün !

Haydi davran.

Ölü gayret,

Al sana irâde!

Hazır bahane;

Heyhât kadere!

Oğul;

Güzellik tende değil, Can’da!

Mecnun bu evlât;

Kusur mu görür Leyla’da?

Ey Can!

“Gül” dedin ya;

İncitme sakın hâ!

Gönül bu ya;

Kırılır dokunduğunda.

Merhamet,

Yaradılana şefkât!

Bu ne kibir, nedir bu hırs?

Kovuldu bu yüzden iblis!

Çehrende tebessüm,

Ne kadar şefkatlisin!

Bu ne merhamet;

Sahi Sen kimsin?

İşte yeşil kubbe,

Yakışmış Hüzün Gülü’ne,

Bak Ömr-ü Şerifine;

Yarısı hüzün, yarısı çile.

Gam çekme ey Can!

Dost mu olur vefasızdan?

Katran bu; kaynat!

Şeker olmaz ondan.

Vatanım,barınağım

Biricik sığınağım.

Dalgalan üzerinde sen

Ey Şanlı Bayrağım..!

Sen yaradılanı sevsen,

Kimseyi incitmesen!

Sevmese yaratmazdı;

Ah bu sırrı bir bilsen…

 

Elbet Hak yerini bulur,

Sanma yaptığın yanına kalır!

Derler ya;

Zulüm ile âbâd olanın,

Sonu berbâd olur!..

Sen!

Ey bin yıllık Şanlı Çınar,

Budandıkça kök salar.

Bekliyor surda bak;

Ulubatlı Hasan’lar!..

Sımsıcak bir Temmuz,

Gecesi buz!

Ey “Hafîz” olan Rabbimiz;

Bu son yurdumuz.

Doğu, Batı, Güney, Kuzey, Egeli;

Bu Vatan hepimizindir ebedî !..

Tek isteği vardı:

Rahatlık; erdi!

Sahi Bayım,

Bu mutsuzluk, neyin derdi?..

Görme kulda kusuru,

Beşerdir bu yâhu!

Selâm sana sevgi dolu,

Ey şefkât yolcusu…

Oruç; ilâhi emir,

Kur’an’da “Sıyâm” denir,

Ödülü sır, ebedde verir;

Mübârek olsun Leyle-i Kâdir…

Derler ya;

Şehitler Ölmez!

Aşkı olmayan bunu bilmez.

Kör basiret! Evet görmez.

Vatan bu evlât; şakaya gelmez!..

Ey Can!

Evet Ramazan,

İkrâm et o zaman.

Değil mi Haktan?

Cümle can taşıyan

Ne güzel Komutan!

Yanında Ak Sultan.

İşte Ulubatlı Hasan!

Selâm; Ey Asâkir-i İslâm…

Eğer gönlümde isen,

Fizan’a bile gitsen,

Ben, ben değil; Sen

Sen değişmez isen…

Hak’tır rızkı veren,

Çalışmaktır kula düşen,

Değilmiyiz Ben-î Âdem?

Kim işçi; kim işveren...

23 Nisan;

Tüm çocuklara selâm !

İncitmeyin inci tanelerini,

Kırılmasınlar aman..!

Gül dedi ki bülbüle;

“Bak şu gülen gençlere!”

Bülbül dedi şol güle;

“Ne mutlu gülen çehreye.”

Derler ya;

“Nuh” der de “Peygamber” demez.

Bin kere gülüver,

Bir tebessüm etmez.

Duan kabul ola,

Gönlün nur ile dola,

Bugün Kandil ya;

Haydi mübârek ola!

Ey Can!

Irkın, rengin ne olursa olsun,

Sen Peygamber Âdem’in çocuğusun.

Kur’an’da Sûre-i Nisâ.

“Kadın Hak Nuru” dedi Mevlânâ.

Sığınaktır, elbette anlayana,

Metâ değildir asla..!

Can Ahmet!

En güzel huyu şefkât.

Bürünürsen ahlâkına;

Evet, ne güzel bir sünnet…

Ey Oğul!

Sen genişlikte âgâh ol.

Darlık bu evlât;

Yönelir zaten Hakk’a kul…

Ey Aşkın Güzelciği Züleyha!

“Yusuf’tan güzeli var” dedin ya;

Sahi kimdi O?..

Söyle O’nun aşkına!

Aşıktır Veysel, candır nefesi

Neşet dedin de; bozkırın tezenesi,

Mektebi sevgi, evet Aşk'tandır icazeti;

Sen ey Seydiyarlı, hayyât terzi..!

Ey Oğul!

Baktınmı sanırsın Musâ,

Birde ne görürsün?

Firavun’dur hâşâ!..

Evlât!

Dünya bu; çile, dert.

Yaratılana merhamet et.

Misafiriz evet;

Gideceğiz elbet!..

Sen taş atan adam!

Ne der acep sana atan?

Gel etme,eyleme

Senin de değil mi bu vatan..!

“Çoban!” Öyle mi..!

Peygamber mesleği…

Beğenmedi iblis,

Evet; Atan Âdem’i..!

'Huzur' dedin de Evlât ;

Hak'la meşgul olursa kalp

Bırakır mı onu Şefkatli Rab...

Nedir bu çehren?

Küsmek için bahane arıyorsun.

Etme gönlüme yük;

Beynimi kemiriyorsun.

Oğul!

Üzülsen de üzme,

Hor görüp küçümseme,

Bak Hünkâr Pîrime;

Evlat! İncinsen de incitme…

Ey Can!

Bırak gülsünler.

“Kim bu gafil” desinler.

Sen “Aşk” de…

Mansur gibi ipe çeksinler!

Duymadın mı sen Yunus’u,

Hem Tapduk Emre’mi?

Gül Köprücüm

Nur Mahsenlim,

Ali Semerkandî’mi…

Bugün Cuma!

Hastalara şifâ, borçlulara edâ,

Gönüller sevgiyle dola!

Haydi mübârek ola…

Babamız bir;

Peygamber Âdem.

Heyhât!

Türk, Kürt, Arap, Acem…

Oruç, Evet Siyam.

Bugün bayram..!

Şükür Ey Rahmân,

Ya Zel-Celâl-i Vel-İkrâm…

Dört başı mamur,

Hele bi dur..!

Dünya bu Beyim;

Cennet yurdumudur..?

Ey Dost !

Düşmanımın dil kırbacı değil,

Dostumun gül kırbacı;

Gönlümde derin izler bırakır…

-Bırak şunu yaramaz bi insan!

Gördün mü?

-Duydum be adam!

İftira,gıybet haram.

-Anlamadım?

Bekle, anlatır sana Hak o zaman!

“İnne Meâl Usri Yusrâ”

Buyurdu Hakk..!

Akrep daraldımı ne yapar evlat..?

Medet yâ;

Barak Baba, Sarı Saltuk,

Pîr Ahmed Yesevî.

“İncinsende incitme” buyuran;

Hünkârım Hacı Bektâş-ı Velî.

Vatanım!

Biricik barınağım.

Ne hâle düştü,

Vatanını kaybedenler;

Aman Allah’ım!..

Ezelde bir, ebede gideriz!

Oğuz, Selahaddîn, Can Hüseyin’leriz!..

Vatanı bir, bayrağı tek;

Evet! Biz asil bir milletiz…

At iftirayı,

İzi kalsın öyle mi?

Bilmem ki ne der;

Allah ve Peygamberi!..

Yakışır mı hiç ikiyüzlülük,

Hakk’ın güzel kuluna?

Bak ne diyor Aşk Eri Mevlâna:

'Ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol.'

Ne olur Allah aşkına…

Yanlışta ısrar niye?

Ne bu hırs, kinin kime?

Dön Hakk’a gel etme!

Sahi inadın kime..?

Çile Peygamberi Ashâb-ı Güzin,

Yolumuz çile, hüzündür bizim.

Hacı Bektaş, Âşık Yunus hepimizin,

Evet; Yolumuz sevgi, Şefkattir bizim.

Ey Can ;

Derman olur dert,

Aşk ağlatır elbet.

Hele bir sabret..!

Mehmetçik’tir Muhammed’in mânâsı,

Korkutur düşmanı “Allah Allah” sedâsı,

Kurban oldu bunca ana kuzusu,

Vatan aşkı imândandır! değil mi..?

Taş gibi olursa kalp,

Kâr etmez ona nasihat.

Ey Hannân olan Rab;

Kul ki sen’in en güzel eserin…

Seydiyârim sana geldi,

Gönül dergâhına girdi,

“Marifet bir güldür” dedi,

Şeyhim Ali Semerkandî.

Evlât;

Hırslıya gönül ırmağından tevâzu suyu serp ki;

O zavallı, hem kendini hem seni yakmasın…

Ey Can..!

Kusurcudur iblis.

Biz Âdem’in çocuklarıyız!

Elestüde, ebedde biriz.

Evet şefkatlidir bizim Rabbimiz…

Gül secdede,

Sırtındadır Gülcük.

Uzatır secdeyi,

Şefkât Peygamberi…

Cahili, cesareti;

Âlimi, kibri perişan eder!..

Sen, Ey Taassup!

Ne bu körlük,

Nedir bu ‘ben’ ?

Bak; iblis çatladı gülmekten…

Bunca nasihat yola getirmedi seni.

Bir musibete bel bağladın öyle mi?..

Çok bilmiş ya güyâ!

Ne demeli acep buna?

Hak adına yol kesen,

Bak şu zavallıya…

Tebliğ;

Evet, Hakk’ın emri.

Bırak düzeltmeyi!

İncittin, düzelmişleri…

Allah’ımızın Settar ve Gaffar olduğunu bilipte,

Başkasının kusuruyla uğraşan,

Kendi ayıp ve kusurunu görmeyenden daha şefkatsiz ve basiretsiz kim olabilir?..

Ey Evlât!

Eğer nefsinin esiri değilsen;

Sana edep öğretenlerden değil,

Edepsiz sefillerden kaç!

Kutlu şehir Konya’da,

Belh’li Celâleddîn Hoca…

Görmeseydi Şems’imi;

Olur muydu Mevlâna..?

Mevlâna’yım

Hâmuşum Şems’ime!

Gül kırbaç olur!

Atılır mı hiç;

‘Aşk’ diyen

Gönül Erine?..

Kargalar gülüyormuş!

Yedikleri leştir Seydiyârim.

Hileli Post’tan değil;

İcâzetin Aşk’tandır Seydiyârim!..

-O kim ki dedi,

Hem O ne bilir?

O mu dedim; Hiç…

“Aşk” der, “Ben” demez!

Hem başka şeyde bilmez…

İsmail’sen, Azrail’den korkun niye?

Selâm olsun;

Hak yolunda kurban olan bunca Şehit ve Gazilere!..

Makamın değil, Ahlâkın!

Suretin değil, Sîretin güzel olsun.

Öyle güzel, öyle güzel kul ol ki,

Dost sana sorsun;

“Söyle ne istiyorsun?..”

Memleket, evet !

İnsan canı gibi sevmeli.

Devlet mi? canından da çok sevmeli.

Düşün hele; Ebû Cehil’de Mekkeli..!

Bugün Cuma!

Gönlünde güller açıla,

Yolun Hakka vara,

Haydi mübârek ola!..

Görme kulda kusuru,

Beşerdir bu yâhû!

Selâm sana sevgi dolu,

Ey şefkât yolcusu…

Kişi özünü bile,

Benlikten birliğe,

İncinir; deme ‘bile’!

Can bağındaki Gül’e…

Ey Sevgili!

Yaptın yapacağını yine.

Sahi ne idi o öyle?..

Oğul; ne demişti Peygamber Tâif halkına hatırla!

Hadi evlât, sen münkirlere aldırma…

Benlik yılanı, Bir kaldırdımı başı;

Tanır mı Evlât, gardaş gardaşı!..

Ben Elif dedim, Sen sırıtıp güldün!

İblis ne idi dün? Gördün işte bugün!..

Cennet kokulu Annem,

Evet goncası ben.

Sakın ha evlât;

“ Öf ” bile deme sen!

Ey can! Seven sevilir,

Sevmeyen ne bilir?

El hubbu lillah;

El-Vedûd’tur Allah…

Bahtın açık ola,

Çehrende güller açıla,

Bugün Cumâ !

Haydi mübârek ola…

Vefâsızdan Gül’e ne;

Bırak gitsin üzülme !

Bülbül Gül’e, kuzgun leşe...

Ey Can!

Nedir bu “Sen-Ben” davası?

Değil mi Peygamber Âdem,

Hepimizin Babası?..

“Çok bilmiş ya güyâ,

Ah seni İblis!

Marangoz Zekeriya,

Evet! Terzi İdris…”

Marifet gül olabilmek,

Gülü gülde görmek.

Aşk mı dedin ey Can?

Gülü dikeniyle sevmek…

“Oğul; Kadın bu!

Cennet kokulu O !

İncitme evlât;

İncitir seni Hak!..”

 Evet;

'Vatanı bir; Bayrağı tek!

Birlikten kuvvet doğar elbet.

Zafer yakındır evlat, ha gayret..!

Etme Ey Can;

Önyargı, sûizan,

Değil ki Haktan...

Yalan dünyayı dolandı,

Ey Şefkât yolcusu!

İncitiyor Müseyleme;

Bu ne gaflet uykusu!..

Kaskatı kalp,

Al sana bilge!

Hani merhamet?

Bin parça çehre…”

Ey Dost;

Aldırma yan çizene,

Vefasızdan güle ne?

Gül aşktır bilene.

Gülsün, gül işte...

Çile!

Bir ömür boyu.

Şefkât en güzel huyu.

Sevgili!

Sen, ey hüzün Gülü…”

 Semir!

Kul hakkı kemir.

'Emeğe saygı' dedin de,

Sahi Beyim; bu nedir..?

 Ey Can!

Aşk dedin de;

Sahi kim dedi

Ette kemikte?

Bin parça surat!

Nedir bu çehre?

Hey gidi şefkât.

Merhamet nerde?

Yol ki; çile!

Döşenmiş diken ile.

Diyeceksen “niçin”-“niye?”

Etme! Kal kaldığın yerde.

 

Evlat;

Hangi peygamber çekmedi çile ?

Büyük dağların başı dumanlı olur neticede...

 Gül dedi ki güle;

Kusur mu diken güle?

Dedi gül güle;

Gülden köre ne?

 

Peygamber Âdem'in çocuğu!

Cennet goncası, gülü.

Dün olduğu gibi,

Bugün Anneler Günü.

Ey Can! 'Gül' dedin de,

'Gül' çile.

Neler etmediler ki,

Hüzün Gülüne.

Hey gidi kemâlât,

Acep nerde liyâkât?

Bilgin dedin de;

Buyrun sihirli kağıt..!

'Ben' dedi 'Ben'

Evet kibrinden.

Acep ne ister iblis;

Peygamber Adem'den..?

Bozuksa maya;

Neylesin süt?

Kemik at evlât,

Hırlamasın it!

Derler ya;

'Bir eli yağda, bi eli balda.'

Bilmem ki Beyim,

Nedir bu tafra..!

Hızır Ata yoldaşın,

Dertlerin şifa bula!

Bugün Cuma'ya;

Haydi mübârek ola.

Kudüs'te Selâhaddîn,

Malazgirt'te Alparslan!

Budur işte Atan.

Yürü Ey Genç Adam!

Dünya bu! Çile.

Kim demiş;

'Rahatlık burda' diye?

Yaşıyoruz Beyim

Bazen hüzün, bazen neşe...

Nedir bu taassup,

'Sen - Ben' niye?

Ne bu kin? Sahi kime?

Sen! Ey kör basiret;

Taş çıkarttın iblise!..

Dünya bu hüzün!

Sınanmayan var mı iki gözüm?

Sen üzülme; ebed bizim!

Gönül bu evlat,

İncinir deme 'bile'

Saldırsın Ebrehe;

Dostun evi Kâbe'ye...

‘Aşk’ dedi Âşık !

Bir tebessüm etti,

Kaldırdı başını;

 ‘Yokluk’ dedi ve gitti...

Hırka ile taç !

Beyim pahası kaç ?

'Aşk' dedi Mansur;

İşte gâye ve amaç.

Dünya bu: çile !

Misafirsin üzülme.

Bir tebessüm etsen de;

Güller açsa çehrende.

Gül bu, kırma !
Bir gülüşü var ki sorma.
Öyle ya, ne bilsin
kıymetini karga !

Aman ha Evlât,

'Bişey olmaz' deme !

Düşün hele;

Bin dert, bir ihmâlin içinde.

Ya Hannân !

Ey kuluna acıyan,

Bırakma bizi bir an;

Bugün Bayram !

Kutlu olsun Ey Can.

Biricik inci tanesi,

Cennet çiçeği bebeğim.

Kurusun seni kıran eller;

Ah! Ben ne diyeyim...

Bir Temmuz ayı,

Ay ki, tam yarı !

Yıkamadılar bin yıllık Şanlı Çınarı !..

Tebliğ !

Anlattı güya,

Ah seni benlik;

Nedir bu riya..!

Kimseye eyvallah etmezsin!

Doğru.

Sahi düşündün mü hiç, bu kimin huyu..?

Evlât;

İblis beğenmedi, Peygamber Âdem'i,

Tevâzu Âdem'in;

Kibir, İblisin eseri!..

Can bu yâ hû;

 Gel incitme onu,

Her Can taşıyan;

Değil mi Hakkın kulu..?

Ey Can!

Yoldaşlık edeceksen Gül ile;

Bak zenci güzeli,

Bilâl-i Habeş'e !

Sen! Ey Ebrehe!

Ne oldu yine?

Bekle!..

Diz çöktüremezsin,

bu Asil Millete...

Yol Ehlibeyt'in yolu,

Gül Seydiyar'ın gülü,

Ankara'da Hacı Bayram;

Pîrim Hacı Bektâş-ı Velî...

İşte Kurban !

Yakınlıktır Takvaân.

Bugün Bayram !

Mübârek olsun Ey Can.

Evet güven !

Beyim güvenmek gerek.

Sen ey vefâsız ;

Söye sana ne gerek !..

 

 

Arkandan konuşup, yüzüne gülene,

Sinsi, ketum birine;

Evlât! Asla güvenme... 

Kızıl Elma; İleri !

Oğuz Ata'dan beri.

Bu Asil Milleti;

Yıkacaksın öyle mi ?..

Mazlumlar ah çeker,

Sen gittin gideli.

Gökte Tekbir sesleri;

Gidenler geliyor geri... 

Dervişlik;

Kim demiş hırka ile ?

Bin taş inse tepene,

Gül atmaktır münkire !..

Dervişlik dedin de;

Yâ hû güldürme...

Neler çekti Hüzün Gülü

Sahi Taif'te !

Nedir bu madde ?

Zonk - zonk beyin !

Hey gidi Mânâ;

Gittin ne deyim...

Evlât!

Anlatma, dert çekmeyene derdini;

Avutursun boşu boşuna kendini...

Ey Can !

Firavun bu ya;

Alışmış  hep kazanmaya !

Zarar mı; Asla !..

 

İçi boş hırka; 

Arz-ı endam !

Nedir bu Beyim, 

Ne bu ihtişam! 

'Çilem' dedi Âşık !

Bir iç çekti;

'Sonsuzluk' dedi ve gitti...

Çobandı O !

Peygamber Mûsa.

Firavun bu ya;

Beğenmedi asla !..

Ah Mekke !
İlk şehitse Sümeyye

Selam olsun tüm Ashab-ı Güzîne...

Aşk bu; Çile !

Bin münkir taşı inecek tepene.

'Aşk dedi de Mansur;

Çekildi ipe !..

 

 

 

Seydiyaroğlu'yum; Yâ Hû Edep !

Erenler Şâhı Ali'dir elbet,

Cem olmuş yârenler; ne güzel Ümmet,

Adı güzel, kendi güzel Muhammed...

 

Hicret;

Çile - dert !

Selâm sana;

Hüzün Gülü Can Ahmet...

Anadolu’nun sesi,

‘Gönül Dağı’ bestesi,

Neşet dedin de Beyim;

Evet Bozkırın Tezenesi...

'Gül' dedin de,

Gönlün hep leşte !

Ey vefâsız;

Yan çizdin işte...

Ey Can !

Aldırma yan çizene,

Kargadan güle ne ?

Bülbül güle; Evet, Karga leşe!..

 

Bir kez dokundu diye !

Nedir bu feryat?

Bir kere de şükret;

Ne olur be evlat...

 

Derler ya;

'İyi niyet taşıyla,

Döşeli cehennem yolu.'

Bayım amel niyete göre buyruldu!..

'Kul Hakkı' dedin de;

Semirdin işte !

Acep ne diyeceksin o gün geldiğinde ?.. 

Nemmâm; Evet laf taşıyan !

Aman hâ Ey Can,

Getiren götürür inan !.. 

Bir insanı kırdığında rahat uyuyorsan eğer;

vicdanını hesaba çekmelisin...

Ey Can !

Sen bir aynasın;

Bırak beğenmesin.

Bunu bilmez misin?..

'Bin yıl yaşasın' dersen yılana;

Dön zulmü kendinde ara !..

Çilem dedi çilem !

Ey Dost;

Selamdır bana senden gelen...

Ey Can !

Firavun'un azgınlığı, darlıktan değil;

Rahatlıktandı !..

Bilmem ki acep niye ?

'Aşk' dedi de;

Çektiler Mansur'u ipe !..

Ey Evlat !

Rahatlık, gevşekliğe;

Darlık, hedefe götürür insanı...

Ey Can !

Bırak üzülme.

Haklı isen zaten Hak seninle...

Ey Can, bırak feryadı !

Aşk; ateştir, pişirsin çiğ yanını...

Evlât Dünya bu ya;

Kimi yokluğa, kimi sonsuzluğa...

Dünya bu;

Geldik bir kere.

Gecesi hüzün,

Gündüzü çile,

Alıştık be Usta;

Alıştık neticede..!

Kuvvet ve Şefkât sahibi Hak !

Gözyaşlarına dayanabilir mi evlât ?..

Üzülme Evlât !

Ne yaparsan yap;

Anlamaz ahmak !..

Mârifet;

Kalp kırmamak !

Evet Evlât gerisi teferruat...

Kerâmet;

Evet, Hak !

Aman ha evlât,

Sen istikâmete bak !..

Ne yaparsan yap;

Kusur bulurlar evlât !

Aldırma bırak,

Sen işine bak...

Ey Can;

Herşey zıddı ile.

Üzülme !

Kıştan sonra bahar,

tüm güzelliğiyle...

Şikayet mi ?

Kimi kime ?..

Ey Can;

İnsanız neticede...

Ey Can, gel etme !

Bir tebessüm etsen de,

Güller açsa çehrende...

Sen Vefalı Sevgili, Duruşu Güzel,

Hani gelmiştin ya gelişigüzel;

Bu nasıl bir incelik Gülüşü Güzel...

Ey Dost ;

Dünya sahnesi bu !

İnsan iradesi ile üstlenir

Kendi rolünü...

Evet insan;

Hakkın eseri,

Bu benlik neyin nesi ?

Bitirmedi mi Beyim kibir iblisi..!

Benlik bu ya;

Nedir bu riya,

Az mı mürekkep yaladı güyâ !..

Gül gülü bula,

Gönlünde güller açıla,

Bugün Cum'a ya;

Haydi mübârek ola...

Geldik ezelden,

Misafiriz hem !

Bu 'sen - ben'

Sâhi neden ?..

Ey Can

Güneş güneştir de !

Evet asıl mesele ;

Güneşleşmekte...

Ey Benlik;

Nedir bu hınç !

Birlikten doğarmış güç.

Böyle gelmiş, böyle gider mi hiç ?..

Derler ya;

'Peygamber ve Gençlik !'

Uhud'da Musab, Hudutta Mehmetçik !

Selâm sana Ey Gençlik...

Can bağında Gül'sün,

Ne güzel bir Kul'sun.

Ey Şefkatli Yâr;

Sana selâm olsun...

 

Ey Dost !

İncittiler hep sevdiklerimiz.

Can evinden yedik zıpkını biz...

Ne şirin bir kulsun,

Gönlün neşeyle dolsun,

Hızır Ata sırdaşın,

Cum'ân bayram olsun...

Çile;

Aşktır bilene !

Üzülme; Gülsün,

Gül dedim işte...

Dert bu Beyim, 

Söyletiyor işte !

Susmak istesekte istemesekte...

'Rahatlık'

Dökülür ağızlardan hep !

Asrın rahatsızlığı,

Bilmem ki nedir acep ..?

'Çilem' dedi 'Çilem !'

İrkildi birden !

Hey kendine gel;

Ne bilsin çekmeyen ..?

Bu çığlık niye ?

'Aşk' dedin işte !

'Aşk' dedi diye;

Çektiler Mansur'u ipe !..

Öyle ya;

Soluk soluğa,

Her saniye koşuyoruz,

O'ndan geldik O'na...

Hani Harun ?

Ne bu Kârun !

Evet Bayım;

Durum mâlum...

'Yobaz' dedin de;

Bilmem ki kastın ne ?

Bak Hünkâr Pîrime;

İncinsen de incitme...

Yâ Dost !

Gel incitme.

Tende ayrı düşsek te;

Özümüz bir, ezelde...

Yönel Allah'a,

Seni gâfil sansınlar.

Dışın halk ile olsun;

Bırak sırıtsınlar...

Ey Oğul !

Sabredilen değil;

Sabredenlerden ol...

Olmaz da ne demek !

Sabret Oğul;

Bil ki; sabırla alınır yol...

Ona kâfir, buna kâfir !

Sâhi sende bu kâfir hastalığı nedir ?..

O Cehennemlik, bu Cehennemlik !

Bir sen kaldın; buyur Cennetlik...

Nerde şefkât ?

O bid'at, bu bid'at !

Heyhât;

Bu ne surat ?..

Hû...

Şehit Bu !

Oğul, Hayy'dır O;

Hamza Uhud'da,

Mehmedim Hudutta !..

 

 

Ey Can!

İncitirsin deme 'Niçin-Niye,

Bülbülün figânı gonca güle... 

Bunca rahmet, onca nimet !

Bayım; nedir bu cinnet ?..

Vedalar; ayrılık eylemi !

Sevgili;

Biz ayrılmadık ki ezelden beri...

Ey Sevgili !

Yoklukta olur mu hiç 'ben' ?

Ne yana dönsem;

'Sensin, Sen'...

Boş şeylerle dolar beyin !

Başı boş bırakma beyim...

Bir tok; dokuz aç !

Bayım buyur bol keseden saç...

Ne idin, ne oldun; sakın unutma !

Kalırsın sonra kış ortasında...

Ey Can !

'Sen - Ben' nedir ?

İlk kusur icâd eden, iblis değilmidir ?..

Açtılar aramızı hep azar azar !

Özümüz bir; ten ayrı olsa ne yazar...

Hû Deliler !

'Kızıl Elma' dediler,

Ezelden kalkıp,

Ebede yürüdüler...

Yolunu yol eyledik,

'Medet Şâh-ı Merdan !' dedik,

Acep kime ne eyledik ?

İncindik ama incitmedik...

Can Muhammed'in dalı, 

Zehra'nın Goncası Gülü,

Hasan ile Hüseyini,

Medet Şâhı Merdân Ali !..

Can Ahmed'in Dalı,

On İki Cennet Gülü,

Yol O'nun Yolu;

Medet Yâ! Esedullah Ali...

'Kızıl Elma' dedik !

Baş verip, boyun eğmedik.

Dönmek mi;

Asla düşünmedik..!

Baş eğmişim Şâhı Merdan Ali'ye,

Dertliyim döktüm sazın teline,

Erenler ceminde hû diye diye,

Cami benim cemde benim kime ne..!

Oğul !

Yol, yoldaş ile alınır.

Dost, düştün mü tanınır !..

Karakter meselesi Evlât !

Aldırma bırak,

Sen işine bak...

Çatıldı kaşları,

Kin dolu bakışları !

Bırak dili, meşrebi,

Beyim biraz hoşgörü..!

Çatlıyor hırsından,

Diken gibi saçları !

Şefkatten nasipsiz,

Çatılmış kaşları...

Ey Dost !

'Ömür' dedin de;

Akıp gidiyor işte,

İstesekte, istemesekte...

'Bir varmış, bir yokmuş...'

'Ömür' demiş 'Ömür !..' biri diğerine,

İşte kısacık hikaye...

Nedir bu mızıkçılık ?

Ömür dediğin, kısacık !

Dünya oyun sahnesi,

Düşünürsek azıcık...

Oğul Biz,

Peygamber Âdem'in neslindeniz !

Toprağa Ana; Devlete Baba deriz...

 

Kin yüklü beyin,

Çürümüş irin !

Etme Beyim;

Çocuğuyuz Âdem'in..

'Kimsin ?' dedi,

'Hiç...' dedim !

Birden İblis;

'Ben' dedi 'Ben',

'Babama eyvallah etmem !..'

Üzülme bırak;

Kör bâsiret, inat !

Gören göz değil,

gönüldür evlât...

Beyninden bağlı,

Âzatsız köle.

Dipsiz karanlık;

'Bir Kere'nin içinde..!

Usta be;

Hasretiz bir tebessüme.

Katlandık bir gül için,

Bunca dikene..!

Bal küpü oda,

Bol kese fetva !

Babadan Oğula;

Buyrun moda...

Usta be !

Dünya oyun sahnesi,

Oynuyoruz neticede;

Evet, kısacık kesitte...

Pîr, Pîrân; On İki İmâm !

Özümüz bir Ey Can.

Kimi Yunus, kimi Pir Sultan;

Medet yâ Şâh-ı Merdan !..

Ey Can !

Ev sahibi gibi davranma,

Bin yıl yaşasan da;

Misafirsin dünyada...

Bayım !

Yokluktur bizim yolumuz,

Biz Aşk'ı çilede bulmuşuz...

Sâhi, bu 'Sen - Ben' neyin nesi ?

Alevi - Sünni;

Değil mi Peygamber Âdem'in nesli ?..

Ey Can;

Gel etme, imtihan işte !

Bir gülüversen de,

Güller açsa gönlünde...

Kuş tüyü yatak,

Yorgansa kat kat !

Buyrun sanat;

Bayım edebiyat...

Katı kalp;

Bin parça surat !

Yapma Bayım,

Şefkâte inat... 

'Çilem' dedi Âşık 'Çilem!'

Aşk budur Bayım !

Başka şey bilmem...

Derler ya;

'Aşk ağlatır, dert söyletir!'

Üzülme Dost,

Hak, sabredenlerledir...

Deve hendek atlar atlamasına da;

Gayreti yok !

Hak ne yapsın ona...

Kusurlu gördü Âdem'i,

İblis bu; serseri !

Dön kendine bak,

İnsan; Hakk'ın eseri...

Bin münkir taşına;

Demiyorsan eğer 'Ah !'

Ey Can !

Âşıksın, eyvallah...

Gönlümde gül açar, çehremde gülücük;

Sen şefkatli Yâr, bir tebessüm azıcık...

Gül güle,

Gül dengi ile !

'Sevgili' dedin de;

İncinir deme 'bile'...

Yusuf'a Züleyha;

Mecnuna Leyla !

'Sevgili' dedin ya;

Nefestir bana...

Yetmiş İki Millet,

Her biri ayrı Ümmet !

Yaratılana Şefkât,

En güzel Sünnet...

Tuzu kuru, Kârunla yarışır !

Heyhât; ne kokar ne bulaşır...

Okurum Elif, Mim.

Yokluktur İcâzetim !

'Aşk nedir' mi dedin ?

Çile, çiledir Beyim !..

Cim'dir Cemâli, duruşu güzel.

Ezelden gelir, gelişi güzel.

Gül kokulu Sevgili, gülüşü güzel !..

'Aşk'mı dedin ?

Taşı sırtında çarmıhını Beyim !

Taif'te taşlanmadı mı Can Ahmedim...

İnsanız işte,

Üzülsek te;

İncitmesek keşke !..

 

Evet; Terziler piri;

Peygamber İdris.

Beğenmedi Âdem'i,

Çatladı İblis...

Ey Can !

Aşk'ın yoktur benzeri eşi!

Varlıkla sınanır; yoklukta bulur kişi...

Yönel Allah'a,

Dertlerin şifâ bula,

Rabbimiz şefkâtli ya;

Kıyar mı hiç kuluna ?.. 

Kim demiş 'Aşk akıl işidir' diye ?

Delilik işte !

'Aşk' dedi diye,

Çekildi Mansur ipe...

Kin, nefret,

Benlik yılanı gayret !

Nerdesin sevgi,

Sen ey şefkât ?..

Peygamber Âdem,

İnsanlığın Babası !

Sen, kusurcu benlik;

Kul, kulun aynası...

Evlât, şefkâtli ol !

Hakk'ın eseri kul,

Gâyen Hak'sa oğul,

Budur çıkar yol.

Hor görme Onu !

O da Hakk'ın kulu.

Sahi ne oldu iblisin sonu ?..

Ey Can,

Mevlânâ ile Şems !

Güneş olmaya güneş te;

Mesele Şemsleşmekte...

Biri Firavun, diğeri Moğol !

Düşman uyur mu hiç, agâh ol.

Bırak didişmeyi;

Birlikten kuvvet doğar Oğul... 

İki kere iki dörtte,

Aşk bu; Çile !

Delilik işte...

Dost;

Dünya bu, çile !

Bazen hüzün, bazen neşe.

Evet gidiyoruz işte hep birlikte...

Çanakkale !

 

Geçilmedi işte.

Kim zincir vuracakmış,

Bu Asil Millete..!

Ezelde dedik; 'Belî'

İlmin kapısıdır Ali !

Pîrimiz Hünkâr Veli,

Veysel mi ?

Can Bağının Gülü...

Cemâlin Cim,

Dedim 'kimsin ?'

Güldü, 'Gül' dedi !

Gül kokulu sevgili...

Dedim 'Kimsin ?'

Dedi 'Hadi bil ?'

Dedim 'Mim'sin Mim'

Güldü, Gül kokulu sevgilim...

'Kusur' dedin ya ?

Kusura bakma !

Öyle ya;

O bir Ayna...

Elestü Bezmi'nden çıktık yola,

Buyrun, işte dünya !

Kısa bir mola...

'Sabret' dedin de;

Bir tebessüm bekledik.

'Gül' dedik, gülümsedik,

Çok mu bişey istedik ?..

Kuluz işte, kusurluyuz !

Sevdik ama incitmedik,

Biz sevdiklerimizden zıpkın yedik !..

Yaranamadık Usta be !

Yük aldık, yük olmadık.

'Neden', 'niçin' de sormadık...

Oğul düşün bir an;

Uyur mu hiç düşman ?

Evlât, aman hâ aman !

Son Yurdumuz bu Vatan...

Sağ ve Sol !

Akıl için birdir yol.

İster doğulu, ister batılı ol,

Devlet Babadır Oğul...

Yük alan sevinçli,

Yükü alınan kederli !

İnsan bu; ne garip değil mi ?..

Sevmezsin !

Anladık anlamasına da;

Bilmem ki ne yaptık sana ?..

 

Ey Dost !

'Sabır' dedin de;

Mesele, fırsat düştüğünde sabredebilmekte...

Dünya bu;

Niçin bu hüzün ?

Sayılıdır günün,

Gülümse,

Gülümse be iki gözüm..!

Uzatma; buda !

Kurumasın sula.

Ey Şanlı Çınar,

Ne yaptılar sana ?..

Aldırma be Usta !

'Vefasız' dedik ya;

Bırakır yol ortasında...

Yetim kalmasın Babadan,

Aman Allah'ım aman !

Çocuklar hepinize selâm...

Bin yıllık şan,

Çocuklar, selâm;

Bugün 23 Nisan !

Aman ha aman,

Son yurdumuz bu Vatan...

Çocuk bu; inci tanesi,

İnsanlığın meyvesi.

İncitme sakın ha !

Cennet gülü, goncası...

Âşık, mâşukunda kusur aramaz;

'Gül' dedim ya, gül dikensiz olamaz !..

Hû...

On İki İmâmlar.

Şems, Mevlâna, Pîr Sultanlar;

Yolu yolumuzdur Ey Canlar !..

Söğütte dikilen fidan,

Doğudan batıya uzanan,

Doğulu - Batılı aman hâ aman,

Son yurdumuz bu Vatan!..

Âşık bu ya;

Aldırmadı münkir taşına,

'Aşk' dedi 'Aşk' !

Büktü boynunu sol yanına...

Der ya;

'Vefâsız kişiden olur mu çare ?'

Dost;

Dokundun gönlümdeki bam teline,

Evet vefasız bu,

Vefasız neticede..!

Şikayet hep şikayet !

Etme, değil ki ebed.

Kahredici rahatlık;

Gizlemiş bin dert...

Her insan bir güzellik taşır; Haktandır bu !

Mârifet görebilmektir onu...

İrkildi birden, büktü boynunu;

'Hû' dedi Âşık 'Hû' !

Aşktır bu...

Annem şefkât dalı.

Dokuz ay, o günden beri,

Evet; her an Anneler Günü...

Mesele Gül vermek değil,

Gül olup, gülüverip;

İncitmemektir...

Ey Dost !

Merkep arısı bu; bal değil ki.

Gördü mü eti kemiği,

Bırakır gülü, çiçeği...

Ey Can !

Doğru dokuz köyden kovulsa da,

Hak yerini bulur, sakın aldırma...

Fatih bu Sultan !

Hudutlarda Hasan.

Şanlı ecdâd Selâhaddin;

Değil mi Alparslan ?..

Bin yıllık şan,

Bu ne ihtişam.

İşte Atan !

Yürü ey Genç Adam...

Ey Dost aldırma,

Herşey zıddıyla.

Münkir bu,

Övecek değil ya...

Sevdik;

Sevdik sevmesine de,

Ey Sevgili !

Senden sevimlisini görmedik...

Cim'dir cemâli, kokusu gül;

'Gül' dedim ya sevgili, Gül'sün hadi gül...

Beyim, mesele değer verip vermemek !

Değil ki yemek içmek...

İncindik, incitmedik.

Usta be !

Zıpkını biz, bizden yedik...

Derler, demesine de;

görmedin gözünle.

Ne bu kin beyim !

Bu salya niye ?..

Âşık bu her an Bayram,

Erkânımız Şâh-ı Merdan !

Hacı Bektâş, Hacı Bayram;

'Hû' dedik ya Ey Can...

Bir tebessümü,

Bin sadaka saysakta.

Görmedik Usta,

Göremedik ki asla..!

Hevesle geldi,

Bir heves uğruna gitti !

Bir varmış bir yokmuş,

Beyim, hikaye bitti...

Sevdik, hep sevdik !

Zift dolu gönül;

Nerden bilecektik ?..

Ölü gayret !

Nedir bu mâzeret ?

Kurumuş gönül,

Beyinde dert...

Minicik beden,

Yüklenmiş kâinat !

Buyurun Beyim;

Sonsuz bir sanat...

Kimsin sen?

İrkildi Âşık birden

Hiç dedi;

Yoktum yokum ben!

Dedik ya Sevgili;

Gülsün!

Gülüverde,

Güller açsın gönlümde...

Ey Can !

İnsan dedin de:

İncinip incitmesek keşke...

Ya Dost aldırma

Demir bu altın değil ya;

Kusacak pasını sonunda !

Beyim 'İnsaf' dedin de,

Dert bu söyletiyor işte...

Ya Dost

Bizi inciten münkir taşı değil ;

Sahte gözyaşı !

Beyim çevreciyiz ya !

Barut fıçısı dünya ,

Buyrun kampanya...

Buyrun Dünya,

Bin can bir pula

Heyhat !

Anlık saltanat uğruna...

Kaçak ve kurnaz,

Tilki bu ;

Dünyayı ver, doymaz !

Heyhât! Olan olmuş ;

Genç Adam sırtından vurulmuş...

Ey Can !

Kısacık bilmece:

Kimi leşe, kimi güle

Aşk olsun bilene...

Bayım ;

Kadın !

Kanattır anlayana,

Selam Can içindeki Cânana...

Bin kere incinir,

Bir kere incitmezsin.

Sahi sen kimsin..!

Tıkansada kulaklar aldırma,

Duyacak olan Can kulağı sonuçta..!

Paydaşlık dedin ya,

Bir sana,

Bin bana !

Buyrun işte dünya.

Yeter ki kaybetmesin özünü,

Sevdinmi çekeceksin nazını...

İşte Dünya !

Bir sana, hep bana.

Buyrun taksimata...

Evet;

Zekeriya Marangoz, Dikişçi İdris !

'O kim ki ?' Öyle mi ?

Ah seni iblis..!

Gül dedik,

Hep gülüverdik.

Usta be;

Bir tebessüm görmedik...

Şefkatsiz gönül, zihninde benlik!

Mutluluk şarkısı;

Al sana şenlik..!

Ey Can,

Kim kusursuz ki?

Ya görmeyeceksin, ya da görmemezlikten geleceksin...

‘Hak’ der;

Halkı incitirsin !

Hünkâr Pîrim der ki:

İncinsende, incitmeyeceksin...

İmtihan bu...

Tam canın burnunda;

Birden çıkar karşına,

Hızır’da Hazır’da..!

Ketum, Sinsi !

Dedim belki;

Ah seni tilki...

Yâr mı dedin?

İşte orda dur !

Düştü gönlüme şavkı,

Nurdur nur...

‘Hak’ der

Hakkı ketmeder !

Buyrun bahane;

Ne yapalım Kader...

Muhtaçken bin can bir pula,

Buyurun;

İnsan hakları güya..!

Dünya;

Bir lokma bin pula,

Heyhat !

Bunca nimet ayaklar altında...

Ey Can !

Sen gül oldun da;

Kadın olmadı mı gonca...

Garip geldi,

Garip gidicek

Aldırma bırak,

Sen yürümene bak..!

Elbette eden kendine eder,

Eder de;

Acep kendinden ne ister...

Ey Can !

Sen gül ol da

İster o diken olsun,

İsterse gonca...

Su akacağı yeri bilir,

Kişi layık olduğu yeri bulur

Beyim mesele budur...

Birlik,

Birlikte dirlik;

Ah seni Benlik !

Buyrun esenlik...

Ey Can !

Herkes layık olduğu yere gider,

Sen gideceğin yeri bil yeter...

Nalanın oldum,

Gönlümde hüzün !

Özüm sözümdür,

Elimde sazım...

Merhametli ol,

O da kul sende kul;

Kendine gel Ey Oğul !

Can bağında gülüz,

Çiledir yolumuz

Şefkat mi dedin dost?

En güzel huyumuz...

Yiyin için,

Herşey insan için;

Sahi insan kimin için..?

Sevgi insanın özündedir;

Görene!

Dile ne hacet;

Bilene..!

Kadın,

Yârdır; yarı'n!

Göz nuru, kanadın...

Ey Can !

Aşkın yoktur benzeri, eşi

Varlıkta sınanır,

Yoklukta bulur kişi..!

Evet

Gül dalında güzeldirde,

Mesele;

Dalı incitmemekte...

İki yüz Bayım,

Birini sakla;

'Menfaat' mi dedin?

Kırk takla..!

Ey Can !

Sevdin mi birini;

İki etmezsin,

Bir dediğini...

Evlat !

Çıkma vefasızla yola;

Bırakır seni yol ortasında...

Ey Dost !

İncindik;

İncitmedik diye,

Bunca münkir taşı, indi tepemize...

Varlık;

Ah seni varlık,

Semirdi gövde,

Beyinde darlık..!

Ey Sevgili, 

Nedir bu hüzün ?

Hadi bir tebessüm,

Gül dedim ya, gülsün...

Meçhul idi,

Dedi ‘İyi misin?’

Dedim ‘Kimsin?’

Tebessüm etti,

’Bil’ dedi ve gitti...

Aşk bu,

Bırakır mı seni sana ?

Dokundumu insana;

Taşıtır çarmıhını sırtında...

Hayat bu;

Darlıkta, genişlikte,

Sınanırız sevdiğimiz,

En Sevgilimizle...

‘Gül’ dedim,

Döndü birden

Bir tebessüm etti ;

Aldı beni benden...

Evlat !

Korkak dedin ya,

Çıkma onunla yola;

Kalırsın yol ortasında...

 

Ey Can !

Düşünse kişi bir an;

Boğmaz eşini hiçbir hayvan...

Ey Can !

Mesele değil terk etmesi,

Bizi inciten;

Mazeret göstermesi...

Her canda bir güzellik,

Değil mi Hakk'ın eseri !

Güldür gül nefesi,

Neşet, Anadolunun sesi...

Yoklukta dua, 

Varlıkta tuğyan.

Ey Rahmân 

Bırakma bizi bir an..!

Dünya işte;

Bazen hüzün, bazen neşe

Gül dedim gülsün,

Hadi bir gülümse...

Ey Can !

Hadi üzülme,

Çünkü gülsün

Kör ne bilsin..!

'Can' dedik,

Candan sevdik.

Usta be;

Can evinden zıpkın yedik..!

Bir tarafta açlık,

Bir tarafta diyet.

Açlıkla mücadele,

Buyrun adalet..!

Vatanım dedi şair;

Vatanım !

Mirasıdır bin yıllık şanlı atamın...

Ey Can;

Alevide benim Sünnide benim,

Aşk'tandır icazetim,

Sevgidir benim mektebim...

Oğul;

Düşünsene bir an,

Bin yıllık şan,

Agâh ol aman.

Uyur mu hiç düşman..?

İlmi Ledün dilim,

İlmin kapısı Ali'm,

Pîrim Hünkâr Velîm

Sevgi benim mektebim...

Ey Can,

Eylül dedin de,

Zaten aralıksız

O benim gönlümde...

Aşk dedi diye,

Çektiler Mansuru ipe

Sevgi benim mektebim;

Cemde benim camide..!

Dost;

Aşk deyince, aşkı düştü gönlüme;

Yürüdüm sonsuzluktaki,

O meçhul sevgiliye...

Bayım;

Kısa keste Aşk olsun

Kimi gönüle, kimi göze;

Ne hacet uzun söze...

Şiir evet şiir:

"Gönülden gönüle akan sel gibidir."

Dedi Şair...

'Şiir' dedi Şair 'şiir'

Aşktan beslenir;

Gönülde bestelenir...

Ey Dost;

Sevdim, sövdüler,

'Aşk' dedim güldüler,

Evet çünkü kördüler..!

Muhtaçken bin kişi bir pula;

Buyrun fetva !

Üstelik bedava...

Akıl mı?

Sakla kendine onu !

Aç mı, tok mu?

İncitme sakın kulu...

Gücün var; var olmasına da,

Her Firavun'a bir Musa sonuçta..!

'Çoban' dedi 'Çoban'

Zavallı Hâmân,

Ne ister ki acep;

Çoban Musa'dan...

'Herşey üst üste geliyor!'

Derler ya;

Gelen yok aslında

Ah şu pireler deve olmasa...

Bayım;

Tabip bu neticede.

Hasta kullanmaz ise,

Neylesin ona reçete..?

'Gül' dedim 'gül',

'Bırak' dedi;

Canım burnumda

Gül kokuyordu aslında...

Seydiyaroğlu aldırma yâ hû,

Acep ne olur münkirin sonu.

Bak ! Hünkâr Pîrim ne buyurdu ;

İncindik ,ama incitmedik bir kulu...

Bunca mürekkep,

Değil boşuna da,

Aşksıza aşkı anlatmak;

Zor be Usta..!

'Aşk' dedi Âşık, 'Aşk varya' ,

Büktü boynunu sol yanına,

Bir âh çekti ki hiç sorma...

Az bi sevgi, birazcık şefkat dedik,

Bilmem ki Usta

Çok mu bişey istedik...

'Dost' dedi 'dost'

Devrimci derviş;

Doğru, doğru söyler,

Dost'tan nasiplenmiş...

Oğul !

Çoban olmazsa neylesin Çeltek?

Kaçırır kuzuları evet tek tek...

'Devrim' dedin de,

'Ene'l Aşk' dedi diye;

Mansur çekildi ipe..!

 

Biri 'Uyusunda büyüsün' ninnisiyle,

Diğeri bir lokma ekmek için cennete.

Çocuk dedin de,

Beyim çocuk işte..!

İnse de taşlar tepene,

Karşılık ver gül ile.

Taşı sırtında çarmıhını;

Devrim bu devrim işte..!

'Dünya' iki hece,

Kısacık bilmece;

Biri dedi 'sobe'

Oyun bitti böylece..!

İnsan bu Beyim,

Kapıldımı hırsına;

Sıkar kurşunu,

Kendi ayağına...

Evlât !

Yokluğu gör, gör ki;

Varlıkta olmayasın nankör..!

Ey Can !

Yoklukta yoksun,

Varlıkta yok ol ki;

Aşk olsun...

Ve kadın,

Adam san Adam dedi

Ekledi, Yarını'm, Yâri'n,

Ay yüzlü kadın...

Sanata, Sanatçıya

Saygılı ol;

Oğul Hakk'ın eseridir kul..!

'İnsan Hakları' dedin ya;

Hadi gül, oyna.

Barut kokulu dünya;

Zıp zıp zıpla...

 

Yârinim, yarı'n

Ay yüzlü Kadın...

Ey Can;

Aldırma vefasızlara !

Hannân olan Rabbin,

Bırakmaz seni asla...

 

Bugün Cuma;

Erenler Yoldaşın,

Sadıklar Sırdaşın ola.

Hadi gül, gül dedim ya

Gülmek yakışır sana...

Derler ya anlayana;

Kırk yılda gelene:

'Çok çabuk geldin'

Kırk günde gelene:

'Yâhû nerde kaldın'

'Şiir' dedi Şaire;

Hele bir şiir söyle:

Şiirdi aslında ,

O gülüşü ile...

Aldırma be Dost ;

Sırıtsın münkirler elimdeki saza.

Evet!

Nice taşlar atıldı;

Pîrim Sultan Abdal'a...

Sevdim dedi sevdim,

Bırakmam asla.

Birden bir sayha;

Dokundun ayağıma...

Evlât !

Basma damarına,

Gösterir dişlerini sana...

Herkes 'seviyorum' der demesinede,

Beyim sahi mesele bu mu sence..?

Ey Can ;

İncinen sevgiliydi,

Sahi incitmek

Gerekir miydi..?

Hikaye bu ya;

Gül dedik, yem oldu.

Bir vardı bir yoktu,

Her söze karnı toktu..!

Kim ne demiş bırak,

Tek başınada olsan;

Yürümene bak Evlât..!

Ne yaparsan yap;

Razı olmazlar evlât.

Aldırma bırak, 

Sen işine bak...

Ey Dost !

Neyimiz varsa Hakk'a dair

Aşktandır dedi Şair...

Anılar !

Hey gidi anılar,

Akıp gidiyor zaman;

Zaman zamanı kovalar...

Desin münkirler 'Deli',

Ezelde dedik 'Belî' ,

Lâ Mekân Şehrindeki,

Sen ey şefkatli Sevgili...

Ey Dost

Mezhep dedin de;

Yunusum, Hünkâr Pîrime,

Selam atamız Adem'e,

Evet Alevi'de benim Sünni'de..!

Vaad edilmedi kimseye yarın,

Sahi bugün ne yaptın ki Bayım..?

Aman ha Oğul;

Çile ile pişer kul..!

Ah çeker liyâkat,

Buyrun ağıt

Nedir ettiğin;

Mühürlü kağıt...

Hayat bu Usta;

Kocatır kocatmasına da,

Ah şu vefasızlar olmasa...

Bursa kadısı idi,

Yol gösterdi Eskici;

Üftâdem'in Gülü,

Aziz Mahmut Hüdâi...

Evlât;
Her yalan, bir doğrunun katilidir..!

Münkirin işi ne,

Dedi 'Sen kimsin be?'

'Hiç' dedim 'Hiç elbette...'

Nedir bu 'Sen-Ben' kavgası,

Heyhât gök yorgan

Yerde mezar davası..!

Der ya Nesîmi:

'O Yar benim kime ne !'

Mesele aşk ise;

Yürüdü Mansur ipe...

Selahaddîn, Hüseyin, Oğuz,

Oğul biz;

Peygamber Âdem'in çocuğuyuz..!

Selahaddîn, Alpaslan,

İşte Atan;

Yürü Ey Genç Adam..!

Taassup bu ya,

Buyrun Hakk adına.

Etme Beyim;

O'nun aşkına..!

Kusurcu bu evlât;

Elbet kusur bulacak,

Kabaran Benlik;

Zehrini kusacak..!

Kuru gönül,

Sulanmış beyin,

Sen tahammülsüzlük;

Söyle ne diyeyim..?

Evlât;

Kişiler farklı görüşte olabilir.

Büyüklük:

Tahammül etmek değil midir..?

İnsanız Beyim insan,

Bıktık ‘Sen-Ben’ kavgasından..!

İblis’in bilmediği birşey var mı evlât ?

Onu bunu bırak,

Sen sevmene bak..!

Peygamber Âdem,

Tüm insanlığın atası,

Sen ey Benlik;

Nedir bu kardeş kavgası...!

Kadın dedin de;

Yarımsın Bayım yarım.

Kadınsa yarı’n!..

Evlât;

Sen okumana bak.

Her canlı bir kitap,

 

Bin Kasım’a inat..!

İnsanların görüşüne saygılı ol,

Oğul bilirsen;

Akıl için birdir yol..!

‘Çoban’ dedi ‘Çoban’.

Düşünsene bir an ;

Barut kokulu dünya,

Buyur diploman..!

Salyalar, salyalar,

Tepeden tırnağa.

Yapılır mı bu Bayım;

Ulu Hakan’a..!

Yaş dolu gözler,

Barut yüklü bulut.

Zift gibi karanlık;

Şafakta umut..!

İyi niyet,

Ah seni iyi niyet.

Onca keder,

Bunca dert…

Bir sana bin bana.

Buyrun Bayım ;

Kanayan yara..!

Sen cüce gayret,

Nedir bu gaflet ?

Minicik saman çöpü;

Dağ görünür elbet..!

Vampire hayran,

Özüne düşman.

Düşündün mü bir an?

Aman Allah’ım aman..!

Kasapla kurban,

Hey gidi zaman.

Ört, ört ki ölem anam..!

Bilge kişiler işaret fişeği gibidir,

Sana düşen hedefe yürümektir.

At çamuru izi kalsın.

Kalsın kalmasına da,

Çok çamur adamsın,

Bilmem farkında mısın..?

Aldırma eleştirsin,

Eleştirdiği kadar !

Olsun bırak,

Seninle alakadar…

Herşey zıddıyla kaim,

Sensin ilacım !

‘Düşmanım’ dedi Şair, ‘düşmanım...’

Ey Dost aldırma ;

Kussun kusacağı kadar,

Zaten edeceğide o kadar..!

Aşk dedim de,

Birden üst perde ;

'Kimsin?' dedi 'Kimsin be?'

'Hiç' dedim Beyim,

Hiç işte...

Ey Dost;

Mazlumun âhı arşa dayandı !

Acep bu sinek, Nemrut'tan mı kaldı..?

Acımsı gülücük,

Sahte kahkaha.

Buyrun Bayım ;

İşte Dünya..!

Ey Can

Sen çiçek ol,

Aldırma ona

Eşek arısı sonuçta..!

'Sevgi' dedin de ;

Gönülden gönüle,

Elbette görene,

Sâhi köre ne..!

Fikirde taassup,

Hoşgörü dilde.

Dev gibi Benlik,

Al sana gövde..!

'Ne'me lazım aman.'

'Dokunmayan yılan.'

Dokunuyor işte

Ey Can..!

Şikâyetçi Çocuk,

Al sana dilekçe !

Kuş uçmaz sokak;

Her hâne bir hücre...

'Aşk' dedi Âşık,

İç çekti iç.

Halden anlamayan,

Sözden anlar mı hiç..?

'Niçin?' dedi 'Neden?'

Aşksız adam birden !

Dem vurdu sevgiden...

Ey Dost

Önce Nemrutu vurup,

Sonra sır oldu !

Sahi bu nasıl bir ordu..?

Nemrut'a sinek

Bedir'e, melek

Hak bu Beyim;

Görmek gerek..!

Kim demiş bahtı karalı;

Kader gayrete sevdalı.

Haydi Ey Dost ;

Küsmek sana yakışır mı..?

Bunca soysuz,

İşte kabak.

Şefkatli Çınar ;

Buyrun sığınak..!

Yüzünde gülücük,

Şefkatli Ninem,

Buyrun soyağacı;

Peygamber Âdem..!

Fikirde taassup;

Özüne yaban.

Bu nasıl bir zaman ?

Aman Allah'ım aman..!

Dünya imtihan sahası,

Ah bu taraftar kavgası.

Al sana ; Sevgi !

İşte Şefkât Kupası...

Peygamber Musa ;

Mesleği Çobanlık.

Ah seni Firavun ;

Nedir bu ilahlık ?

Üç merhale;

Doğar, yaşar, ölürüz.

Misafiriz işte !

Mesele, kim neye köle ?

Çile, çile!

Al sana şikayet.

Sonsuzluk alemi;

Yaşasın hürriyet...

Çile, evet çile!

'Aşk' dedim ya Sevgili;

Aşk bu neticede...

 

Ey Can ;

Ne'idin, nesin

Hoşgör ki, hoşgörülesin.

Bir fikir ki, başına buyruk!

Buyrun mutluluk;

Ruhundan kopuk...

Beynimde gam,

Gönlümde yâr taşırım.

Ne şan ne de mal

'Hamalım' dedi 'Hamal'...

İşçi, işveren; 

Kısacık kesit sahnelenen !

Geldik geçiyoruz, 

Dünya minicik penceren...

Ey Can;

Can taşıyor insan

Ondandır heyecan...

Evet;

'Kuru lafa karnım tok' dedi !

Keşke kulağıyla dinlese idi...

Sev !

Ardında dağ gibi duruşunu,

Gülüşünü sev, görüşünü...

Bırak Beyim gerisini !

 

Sevdik Beyim sevdik.

Cana canan oluşunu,

Dağ gibi duruşunu sevdik...

Ey Can ;

Niçin mahzunsun ?

Hak'tan razımı ki,

Senden razı olsun..!

Öyle ya;

Bugün Ona, yarın Sana !

Buyrun kısacık rüya.

Ne mutlu anlayana...

'Nedir bu benlik ? 

Çok bilmiş iblis ! 

Mesleği Terzi;

Peygamber İdris...'

Kısacık ömür,

İşte hayat !

Minicik gövde;

Buyrun kainat...

Şikâyet;

Herşey den şikâyet

Tepeden tırnağa nimet

Nimetten de şikâyet...

Dünya bu neticede,

Hadi bir gülümse,

Kim demiş yakışmaz diye ?

Bak yakıştı işte...

'Salya, sümük !

Davası benlik.

Ah seni taassup ;

Körü körüne üstelik...'

'Gariplerin Sultanı,

Mahsenlimin Evladı,

Yalın ayak Yozgadi,

Tekkeli Çavuş adı..'

'Mektebi kudret,

Davası sevgi !

'Deli' dediler 'deli';

Cahil damgası yedi...'

Arsıza alkış,

Adsıza zindan!

Al sana adalet;

Buyrun burdan...

Derler ya ;

Tebessüm bedava,

Buyrun sadaka.

Bin parça surat,

Alsana karizma...

Ey Dost Aldırma ,

Herkes bildiğini

Okuyor sonuçta..!

‘Ne yani taş atana,

Gül atmayalım mı? ‘

Dedi, gülüverdi,

Gül Kokulu Sevgili...

Bunca taş atana inat,

Bize gül atmak düşer Evlât..!

Asık çehreye inat,

Bize tebessüm etmek düşer Evlât...

Ne yaparsan yap,

Ne edersen et.

'Mesele cibilliyet' dedi

Cibilliyet...

Kimi altın, kimi insan sarrafı. 

Sanat bu beyim !

Uzatma lafı...

Derler ya;

'Ceddin deden, neslin baban'

Bin yıllık şan !

Değil mi Atan ?..

İsim taklit,

Sahte hesap!

Al sana kazma;

Buyrun sap !..

Bir rüya anlık,

Bir an daldık,

Birde baktık;

Bir ömür aldandık...

Ey dost! 

Bırak onu, bunu

Bilmediğini bir bilenden oku!

Dört harf, iki hece

Şefkatli bilmece,

Sahi kimdir sence?..

Derler ya;

Akılla çıktı yola,

Akıldan çıktı sonra.

Aşk Kadını Züleyha,

Yusuf’tan güzeli kim ola..?

Niçin dedim bu fedakarlık?

Birden tebessüm etti;

'Öldü mü dedi insanlık' ...

'Sonsuz sevgi,bu ne şefkat?

Bunca hata, kusura inat...'

Biri diğerine,

Bak dedi yüzüme !

Birden kaldırdı başını;

Söyle, hangisine !..

Benlik putu bu !

Söyle dersin söylemez.

Söylersin, beğenmez...

Bayım;

Kısa bir mola,

Konuştu mu para;

Susmak düşer sana...

Döneceğiz işte,

Kim dedi ‘Dünya Perest’ diye ?

Sıradayız Beyim,

Acelen niye..?

Gül idi;

Birden gül’ü verdi,

'Seven sevdiğini incitirmi ?' dedi,

Gül yüzlü Sevgili...

Ey Can !

Aşkı aklınla okursan.

Aklından olursun...

Hırçın dalgalar,

Nedir bu tuğyan ?

Gayesiz hayat,

Herşey sütliman...

Ey vefalı yâr,

Der ya Karacaoğlan:

Benim Hakk'tan başka,

Sevdiğim mi var..?

'Nesin, necisin?' dedi,

'Hiç' dedim 'Hiçim' !

Çile mektebim,

Aşktır mezhebim...

Ezelde biriz,

Peygamber Adem’de.

Mezhep dedin de;

‘Aşk’ dedim ‘Aşk’ işte...

Temmuz dedin de,

Zift gibi bir gece,

Saldırdı ülkeme;

Dipsiz proje..!

Evlât !

Bozuksa cibilliyet,

Neylesin buna devlet...

Ey dost !

Sevdiğin sana emanettir,

Sevgi incitsede incitmemektir...

Bayım;

Mesele kadın ise,

En güzel insan işte.

‘Kadın’ dedin de,

Sahi farkın ne..?

Ah be dünya,

Kısacık rüya !

Buyrun saltanat;

Al sana bela...

Ey Dost!

Can evinde vefa taşıyandan korkma!

Öyle ya,

Karakter meselesi sonuçta...

Vefa dedin de,

Kimseden bekleme.

Sakın ha Evlât;

Sen vefasızlık etme..!

'Anlamak' dedi 'anlamak'

Biri gönül dili, diğeri akıl dili.

Ey Sevgili;

Bilmem ki acep ne demeli..?

Ey can !

Büyük balık küçüğü

Yutsa da ,

Hak bu kusturacak,

Sonuç ta...

Sen Alp Eren !

Surda Ulubatlı,

Hudutta Hamza'sın.

Dedik ya iyiki varsın...

Evlât!

Bırak konuşsun,

At ortaya kemiği;

O zaman görürsün..!

Usta be !

Dünya dedin de;

Kimi Gül’e kimi leşe..

Acep , bu mu asıl mesele..?

Daracık beyin,

Buyrun bahtsız.

Diz boyu taassup,

Kayıtsız şartsız...

Evet !

Çattı kaşlarını bir an,

‘Çoban’ dedi ‘Çoban’

Kaçırdı keçileri o an...

Sen taassup ;

Bu ne şefkat sana ?

Minicik kusura,

Ağız dolusu salya..!

'Rahatlık' dedi,

Sonuçta erdi.

Dünya bu Beyim,

Gerdikçe gerdi...

Oğul âgah ol aman !

Son yurdumuz bu vatan,

Selahaddîn, Alpaslan,

Selâm Ulubatlı Hasan..!

Gel etme !

Ne bu hınç,niye ?

İnsanız Beyim,

Düşmüş işte...

Ey Can!

'Soğudum' demek neyin nesi?

Vefasız bu bitmez bahanesi...

Şefkatsiz gönül,

Tepeden bakış.

Bu ne taassup ?

Benlikte yarış...

Evet Sağ ve Sol.

Bir beden iki kol !

Ne olursan ol,

İnsanoğlu insan ol...

Şiir! dedi şiir;

Gönül dilidir,

Gönülden gelir,

Gönülde bestelenir…

Atam, dedem

Yaraya merhem törem.

Kars’ım Edirne’m,

Sen biricik Türkiyem...

Evlât üzülme ,

Sen gerçeği söyle

İster ders alır,

İster tavır..!

Bir bilmece,

Evet anlayana ;

Kargaya feda edilir mi kanarya..?

‘Alevi değilsin ki’ dedi

'Mezhebim sevgi' dedim,

Bir tebessüm etti; 

Beni benden aldı ve gitti.

Ey Dost !

Dünya bu ya;

Kimi darlıkta,

Kimi varlıkta sınanır...

Dert çekmeyene derdini dökme !

Usta be; dert bu

Söyletiyor işte...

'Dert çekmeyene derdini dökme' desekte,

İnsanız Beyim

Döküyoruz işte...

Dünya bu;

Bazen hüzün,

Bazen neşe.

Aldırma dost

Misafiriz neticede..!

Ey Dost !

'Şair' dedin de,

Dert bu

Söyletiyor işte...

Şiir dedin de;

Gönülden dile,

Gül kokulu Sevgili

Şiirsin gülüşünle...

Şiir dedi Şaire

Hadi bir şiir söyle;

Şiirdi aslında,

O gülüşü ile...

Usta be !

Seven sevilirde,

Asıl mesele;

Yüzündeki perde...

‘Benlik’ dedi Şair ‘Benlik’

Heyhât Hak adına üstelik..!

Ey Can kim ne derse desin,

Hoş gör ki hoş görülesin...

Sağ, sol !

Buyrun tek yol.

Geldik gidiyoruz sonu toprak oğul...

Beyim görmedik ;

Baş koyacak diz.

Çilenin emzirdiği,

Çocuklarız biz...

Gülmek !

‘Neyime’ dedin de ;

Gel etme 

Gül, gülsün işte...

Beşikten mezara,

Kısacık bir mola.

Misafiriz dedik ya;

Yolculuk sonsuzluğa..!

Taşıtır sırtında çarmıhını hayat !

Kaç peygamber rahat yüzü gördü ki Evlât..?

Zaman !

Bir tetikle bin can.

Günah keçisi çoban,

Bayım buyur diploman...

 

Derler ya;

'İnceldiği yerden kopsun.'

Aldırma dost,

Bugün var yarın yoksun...

'Niçin bu hüzün?'

Dedim Şaire.

'Hiç' dedi, 'hiç'

Acı bir tebessüm ile...

Hedefi tek !

Buyrun varlık.

Beyninde pranga;

Ruhunda darlık...

Sen, taş atan adam !

Seninde değil mi bu vatan ?

Gel etme, eyleme;

Ne mübarekti senin atan...

Eğer gayen Hak’sa;

Kulunu Rabbiyle korkutma,

Oda kul, sende kul sonuçta...

Evlât !

Ketum;

Kapalı kutu gibidir.

İçinden ne çıkar

Allah bilir...

Kadın,

Candır cana. 

Dağ gibidir Beyim,

Evet sığınana...

‘Kadın’ dedi ‘kadın’

Yüklenmiş sırtına kainat.

Evet Bayım;

Kör basirete inat...

Birden 'kimsin dedi sen?'

'Hiç' dedim 'hiç'.

Ne yana dönsem sensin sen...

Ey Dost !

Üzülme,

Bırak eleştirsinler.

Taşlandı tarihte,

Nice peygamberler...

Beyim;

Eşkiya bu belli,

Acep kalp kırana ne demeli...

‘Hevesmiş sevgi.’ dediler

Sevdik, sevdikte

Nankörlük ettiler...

Benlik!

Ah seni benlik

Mahalle bir,

Evlere şenlik...

'Hey sen !

Nedir bu çilen?'

‘Bilmem ki Beyim,

Nasıl söylesem...’

Emek dedinde..

Kimi beyni ile,

Kimi gücüyle,

Çalışıyoruz Beyim neticede..

Oğul ve kız,

Evet sırrımız.

Gösterme acısını,

Biricik Rabbimiz.

'Çilem' dedi Şair 'çilem'

Acıyı çekenden,

Dostluğu garipten öğren..!

Tutsak beyin,

Gözlerde kin!

‘Hoşgörü’ dedin de;

Nedir ki Beyim..?

Oğul;

Bırak bildiğini okusun,

Sen öğrenmekle mesulsün..!

Ey Dost,

İşte dünya;

Kısa bir mola

Yolculuk mu ?

Sonsuzluğa...

Hayat be Usta

Savurdu sağa sola.

Yol mu?

Sonsuzluğa...

'Niçin yalnızsın?' dedim,

Birden gülümsedi;

'Ruhumda O'varken mi?'

Dedi...

'Sevdim' dedi,

Hevesti anlık.

Seven uykuda;

Sevgili uyanık..!

Kuluz be Usta

Kusurlu olsakta ,

İnsanız sonuçta...

Ey Dost ;

Sen taşırsın onu gönlünde,

O ise kemirir beynini habire..!

İster sağ, ister sol !

Sonsuzluğa çıkar yol.

Dünya bu evlât;

Sen agâh ol...

Dost !

Doğulu, Batılı ne olursan ol;

Sonuçta can taşıyor kul.

Düşünürsen işte sana yol...

Tilki sinsi,kurnaz

Aslan aslandır evlat.

Dişisi erkeği olmaz..!

‘Dün gitti’ dedi Şaire,

‘Gün bugün’ dedi Şair.

Tatlı bir tebessüm ile...

Birden 'O kim ki?’ dedi,

Kibrinden !

Evet somurtan iblis.

Çatladı gülmekten...

Sarılırken;

Çocuklar anasına,

Anamız ağladı usta !

Anasızlıktan yana...

Ey sevgili !

Ne yana gitsem,

Sol yanımda sensin sen.

Evet sevgin ezelden...

İnsan bu belli olmaz,

Ölse yere göğe sığmaz.

Yaşarken kimsecikler sormaz..!

Her canlıda incelik,

Evet, Hakk’ın eseri!

İnsan dedin de Beyim;

Güzeller güzeli…

Beyim 'cahil' dedin de;

İblis ilimsiz mi sence..?

Gülümsedi ,

'Söyle' dedi 'Aşk'a dair'

Kaldırdı başını birden;

'Sen varken mi?' dedi Şair...

Ey Dost!

Her canlı güzel,

İnsan zaten güzeldi.

İncelik incitmemekti...

Niyet okuyucu,

Al sana adam

Kusurcu iblis;

Buyrun burdan...

Nedir bu suizan?

Kusurcu fesat.

Aldırma Evlat,

İblis’e inat..!

Katı kalp,

Şartlanmış beyin.

‘Hoşgörü’ dedin de;

Güldürme Beyim..!

Derler ya;

‘Bilinsin istedim.’

Din ile kin,

Tezattır Beyim..!

Kısacık ömür,

Yolculuk her an.

Düşünsene bir an;

İnsan insana düşman..!

Davası benlik,

Gözünde kan.

Sen Ey Taassup;

Nedir bu şan..!

 

Atamız Adem,

Yolculuk baba yurduna.

Buyrun işte dünya;

Kısacık bir mola...

"Kuru laf,

Karnım tok." dedi,

Akılsız baş,

Gerildikçe gerildi..!

Unutma !

Diz çöktüremezsin

Asrın ordusuna,

Bir Mehmedim yeter;

Yeter de artar sana..!

'Çoban' öyle ya,

Bin can bir pula.

'Cahil' dedin ya bayım;

Aşk olsun anlayana..!

Kavuşmak mı ?

Düşünmedik be Usta.

Sevdik biz,

Uzaktan sevdik sonuçta!..

Ey dost ;

Bırak onu şonu,

İnsan bu nasıl bakarsa,

Öyle görür onu...

'Kavuşmak' dedim.

'Hey kendine gel,

Ayrımıyız ki' dedi.

Vefalı Sevgili...

Buyrun bilmece;

Sizin mahalle,

Bizim mahalle,

Adem kimdir o halde..?

'Eşitlik' dedin de;

Evet denge,

At Beyim at

Atabildiğince..!

Herkesin bir özeli,

Ben mi?

Sensin !

Ey Şefkatli Sevgili...

Ulaşılmaz zanneder kendini köle,

Bekler huzura Hüda;

En az beş kere..!

'İsmin' dedim,

‘Devrim’ dedi.

'Nasıl yani?' dedim,

'Mansur misali.' dedi;

Gülümsedi...

Beyim;

Odun işe yarıyor sonuçta.

Peki ya ;

Adam odunsa..?

Ey Sevgili;

Çeken bilsede ayrılığın derdini.

Biz ayrımıyız ki,

Ezelden beri...

Fikirler sabit,

Beyinde kin.

Sen ey taassup

Dar mıdır din..?

İster gizle ister gizleme,

Meylin nereye ise;

Gayretin o yöne..!

Bunca vefasızlığa alıştık be Usta.

Mesele cibilliyet;

Cibilliyet sonuçta..!

'Kim o?' dedi,

'Sevgi' dedim.

Açıldı hemen;

Dört kapı birden...

Savursalar da sağa sola,

İnsanız ya Usta;

'İnsan' sonuçta...

Tek tip fikir,

Hoşgörü lafta,

Kuzuyla kasap;

Hep aynı safta..!

Evet;

'Gülpembe'

Gülsün işte,

Gülsen de,

Güller açsa çehrende...

Annesiz bebek,

Birkez anne dememek.

Bilmem ki Beyim;

'İyi ki doğdun' ne demek..!

Derler ya;

'Dostun cemali, cennettir bana.'

'Aşk' dedi Mansur,

Aşk olsun ona..!

Dünya bu ya,

İmtihan sonuçta.

Uzaktan sevdik,

Sevdik Be Usta...

Bir çiçekle yaz gelir gelmesinede,

Mesele çiçekleşip çiçeği incitmemekte..!

Usta be!

'Gönül dağı' dedin de;

Pişiriyor insanı çile,

İstesede istemesede...

Bir ömür verdik bir tebessüme !

Görmedik Usta be,

Görmedik işte...

Derler ya;

'Pişmişi ham etme'

Kargaya özenipte, 

Gül'ü incitme!

Bu nasıl bir hınç;

Kabahat kadere.

Ufku karanlık,

Gayretsiz avâre..!

Usta be!

‘Körlük’ dedin de,

Nankörlük ettiler.

Kusursuz sevdik;

Kusur gördüler...

Beyim !

İnsan bu, beşer

Kimi gözden düşer,

Kimi gönüle düşer...

Semirmiş gövde,

Homurdar nefis.

Nedir senin derdin?

Ah seni iblis..!

Başına buyruk,

Al sana kahkaha.

Dipsiz karanlık;

Buyrun yolculuğa...

Sen ‘Aşk’ de;

İster bid’at desin,

İsterse mürted.

Sevgili der ya ‘Sabret’...

Benlik putu

Doğruldu birden;

‘Ben’ dedi ‘ben’

Eyvallah etmem..!

Gönül dağı bu,

Başında duman,

Evet bazen yağmur,

Bazen boran..!

Hem teşekkür,

Hem tebessüm etti.

'Bunda ne var?' deme;

Bu bir incelikti...

Kör basiret,

Beyinde dert.

Taklitçi maymun,

Buyrun hürriyet..!

Ateşten bir denizi,

Mumdan bir kayıkla geçtik !

Geçtik elhamdulillah...

Evet bam teli !

Güldür, gül dedik ya nefesi,

‘Veysel’ dedin de Beyim;

Sevgidir mezhebi...

Dünya bu döner,

'İnsan' dedin de Beyim ;

Herkes kendine eder..!

Ey Dost;

Biri Peygamber,

Diğeri Müseylime,

Hemde aynı dönemde.

İşte akıl, buyrun irade..!

Evet;

‘Anı’ dedin de;

Bir tebessüm etti,

‘Canım’ dedi ‘canım’,

İşte en güzel anım...

Her güzellik

Bir şiirdir okumasını bilene,

Usta be ‘şiir’ dedin de;

Sahi, bundan köre ne...

Derler ya;

'Ayın şavkı vurur sazım üstüne.'

Bam teli bu Beyim,

Dokunuyor neticede..!

Dünya bu;

Gelmek elimizde mi?

Gitmek elimizde olsun.

Bilmem bu kavga niye,

Bilene aşk olsun..!

Ey Sevgili ;

‘Çile yakışmış.’ dedin de,

Evet, çilenin emzirdiği

Çocuklarız neticede..!

Burası dünya,

Aldırma be Usta;

Misafiriz sonuçta..!

Bu ne ilgi ?

‘İsmin’ dedim, 'İsmin neydi?'

Eğdi başını sol yanına

‘Devrim’ dedi, gülümsedi...

Bunca güzellik,

Göz kusur peşinde.

‘Körlük’ dedin de Beyim;

Kör basiret işte..!

İyilik ve kötülük,

Hep mücadele içinde,

Buyur irade;

Gayret senin elinde..!

Dünya bu;

O’na, onsuzluğa,

Kim karışır sana

Karar senin sonuçta..!

‘Bu kadar değer verme,

Değersiz kalırsın.’ dedi,

'İnsan hak eseri.' dedim,

Bilmem ki bu yetmez mi..?

Ey Can;

Derdi madde olanın,

Dostluğu menfaate dayalıdır..!

Özünden kopmuş,

İşte avâre.

Taklitçi maymun,

Zavallı bîçare..!

‘Geldim’ dedi 'geldim'

‘Helalleşelim’

Evet nankördü,

Acep ne deyim..?

Kavuşmak mı?

Evet; Ebed’de

Sevgili, gönlümdesin

Her an, her yerde...

Dost;

Selam sana,

Yoluna, yoldaşına,

Vefalı Candaşına...

Kadın bu;

Şefkâtli arkadaş,

Sırrına sırdaş,

Evet en güzel yoldaş....

Görüşler farklı,

Bu bir zenginlik.

Hoşgörü dedin de;

Beyim en güzel incelik...

İnsan bu Oğul;

Görüşüne saygılı ol,

Yürürsen işte yol...

Ey Dost,

Haklıysan davanda,

Düşmanın çok olacak;

Boşuna sızlanma..!

Dünya bu Evlât,

Davası hak olanın;

Dağlar gibi derdi olur..!

Sır dolu dava,

Netice acı.

Al sana hürriyet;

Buyrun darağacı..!

Bunca çığlık,

Dayandı arşa.

Bir beden ki paramparça..!

Nasıl bir sevgi;

Bunca mazeret,

Herşeyden şikâyet,

Nedir bu gaflet..?

Evlât;

Kahrolsun demekle kahrolsaydı eğer

Cepheden cepheye,

Koşar mıydı Peygamber..!

Sen Çoban;

Nedir bu figân

Gözyaşı, barut, kan,

Bu mudur diploman..!

Derler ya;

‘Yalancının mumu

Yatsıya kadar yanar.’

Yahu ölünceye kadar

Yansa ne yazar..!

Nasıl bir fikir ?

Bunca köle.

Taassup dedin de;

Buyrun zirvede..!

Evet Bayım;

Her fikir bir çiçektir görene,

Asıl mesele,

Hoş görebilmekte...

Şiir dedin de;

Her güzellik bir şiir.

Evet sevgiden gelir,

Gönülde bestelenir...

Niyet okuyucu,

Üstelik insan!

Şaşırdı iblis,

Nedir bu suizan..?

Şiir dedi şiir;

Her gülüşün bir şiir,

Değil mi dedi şair...

Tuhaf değil mi?

Sahip olamaz göz kapaklarına,

Hakim olmak ister koca dünyaya..?

Hürriyet lafta,

Fikre zindan.

Evet çile adamı;

Nazım Hikmet Ran..!

Şair der ya;

'Gelsene dedi bana'

'Gülsene dedi bana'

Evet üç Haziran’da

Yürüdü sonsuzluğa...

Ey Dost!

Kaderimiz bir;

Kader birliği etmişcesine,

İster sağdan, ister soldan yürü,

Yolcuyuz neticede...

Fikre saygısız,

Kendini över.

Beş para etmez;

Buyrun ciğer..!

Ey Sevgili!

O gün demiştim ya 'Beli'

Evet;

Sakladım inci misali,

Gönlümde sevgini...

'Bunca yolu,

Boşuna mı geldik?' dedi.

Dedim ki;

Gönül işi bu, akıl işi değil ki..!

El bebek gül bebek...

Anamız ağladı Be Usta!

Bilmem ki, bu ne demek..!

Ey Dost!

İstediğin kadar gerçeği söyle,

Anlatamazsın;

Anlamak istemeyene..!

'Ölçülü sev' dediler,

Kaçırdık be Usta .

İnsanız ya,

İnsanız sonuçta..!

Ey Vefasız!

Gittin gitmesine de,

Heyhât

Ucuza gittin neticede..!

O bir Şirin,

Sen ise Ferhat.

Sevgiliye ulaşmak;

Kolay mı Evlât…

Bayım!

Farklı fikirler çiçeklere benzer,

Filler istesede;

İncelik gösteremezler...

Ne yani;

Kusurluyuz diye,

'Kusursuz sevmeyelim mi?' dedi...

Beyim;

Kusur aramak,

İblisin huyu.

İnsan bu,

Peygamber Adem’in soyu…

Bu nasıl bir illet ?

Acımasız dert,

Herkeste kusur ara;

Kendini ihmâl et..!

Herşeye kusur,

Bunca bahane.

Nedir senin derdin ?

Sersefil avare..!

Beyim !

Eleştirmesine eleştir.

İncelik; hor görüp,

İncitmemektir...

Usta be;

Bunca kusurcunun içinde,

Hiç mi kusurlu yok sence..?

'İncelik' dedi Şair;

İncinip, incitmemektir...

İnsan bu oğul,

Bırak konuşsun.

Evlat o kusurlu da;

Sen kusursuz musun..?

Çile dedin de;

Bir ömür tükettik, hal bilmezler içinde.

Usta be;

Çile değil mi sence..?

'Hoşgörü' deyip

Hor göreceksin,

Etme Beyim;

Gülmekten öldüreceksin..!

Ey Dost;

Çalgıcıyım,

Elimde saz.

Kimi olmaz der,

Kimi yobaz..!

Mansur misali;

Bunca aslan.

Deniz'e darağacı,

Yusuf'a zından..!

Deniz'e darağacı,

Yusuflara zından.

Buyrun Bayım;

İster sağdan ister soldan..!

Kars’ım, Edirne'm,

Karadeniz, Ege'm.

Göz bebeğim Ülkem;

Beyim başka şey bilmem..!

Bayım;

Bizde çiçek açmasını bilirdik,

Ezildik, horgörüldük,

Böylece toprağa gömüldük…

Ey Dost !

Bırak eleştirsin,

Eleştiri;

Gizli ilgidir bilmez misin..?

'Temmuz' dedin de;

Sır dolu bir gece,

Birden bir selâ,

Yetti, yetti de arttı o gece..!

Karıştımı madde mânâya,

Evlât;

Girer menfaat,

Hemen sıraya..!

Bu nasıl beyin?

Basiret âmâ,

Bir taassup ki;

Bunca can hebâ..!

Ey Dost ;

Ne derse desin ,

Biz insan dedik !

Sevdik evet ,

Ezelde birdik…

'Her fikir,

Bir çiçektir.'

Dedi Şair...

Duvar adam,

Herşeye duvar !

Her fikir bir çiçektir;

Bunda ne var..?

Dev aynasında cüce,

Belirdi birden;

‘Ben’ dedi ‘Ben’

‘Eyvallah etmem..!’

Prof. Yunus Aydın'a,

Selam sana, yoldaşına ! 

Evet, ilmin ışığında;

Aydınlık yarınlara...

Yığınla çadır,

Bunca çığlık;

Analar ağlıyor !

Ağlama çocuk...

Bir fikir ki, 

Fikirler hebâ !

Evet zirvede taassup;

Nasıl bir kafa..?

Kusurcu göze,

Zerrecik bahane,

Bırakır gülüde;

Takılır dikene..!

Ey Can;

İşte Mecnun işte Leyla,

Karıştırma aklı aşka !

Netice belli sonuçta...

Ekmekçi çocuk,

Ağlıyor anası.

Zavallı kedicik,

Kalmadı maması..!

Bilmece bu;

Gökte barut kokusu,

Yerde çadırlar,

Bilmem ki çocuklar,

Analar niçin ağlar..?

Derler ya;

‘Öz çocuğunu yiyen dev gibidir dünya !’

Farkına var, varma;

Tüketiyor insanı sonuçta…

Ormanda çam,

Ovada fidan,

Evet o da bir can ;

Kıyma be adam..?

Her yöresi ayrı güzel,

Sen biricik ülkem!

Yapışmış yakana,

Evet bunca değişken..!

On iki gül on iki imam,

Kimi Hacı Bayram,

Kimi Pir Sultan,

Özümüz bir ey Can..!

Ölü gayret,

Gayesiz hayat.

Mutluluk şarkısı,

Kadere inat..!

'Birlik' dedin de ;

Savurdular bizi,

Sağa sola !

Birden bir sayha ;

'Geçin sıraya...'

Dedim ki;

'Ey vefalı sevgili

Bu nasıl bir sevgi?'

Gülümsedi;

'İnsanız ya' dedi...

Usta be;

Muhtaçtık biz,

'O'nun zerresine.

Heyhat; düşmüş,

Karganın pençesine..!

Ey Can ;

Kalabalıkları bırak,

Cana can katan var mı?

Sen ona bak..!

'Fikir ayrılığı' der,

Didişir dururuz.

Bayım ortak yanımız;

Ölümde buluşuruz..!

'Kısa yazıyorsun' dedi Şaire,

'Aşk' dedi Şair; 'Aşk bir hece'

Aşk olsun böylece...

'Tek bir cümle' dedi Şaire,

'Aşk' dedi Şair,

Aşk ola cümlenize..!

Ey Dost ;

Sevdik, evet sevdik.

Biz aralıksız sevdik,

Eylül Ekim demedik..!

Niçin bu hüzün?

Üzülme be dostum,

Bugün varsın, yarın yoksun..!

Bayım insanız,

Budur şanımız.

Fikirmi dedin ?

Ölüm ortak yanımız...

Bilmem ki Usta acep ne ettik ?

Kusurluyuz dedik,kusursuz sevdik..!

Usta be; 

Aramazsan aramayandan,

Bilmem ki;

Dost olur mu ondan..!

'Kimsin?' dedim,

'Kendine gel' dedi.

'Nasıl yani ?' dedim,

'Mansur misali' dedi..!

Usta be;

Paran geçse ne, geçmese ne.

Nazın geçmiyorsa Sevgiliye..!

'Sen' dedi 'sağdan,'

'Sen ise soldan.'

'Denge!' dedi 'denge!'

Birden bire bir adam...

Öyle ya;

Bir ömür be Usta,

Alıştık duyarsızlara !

Alıştık sonuçta...

Bayım Dünya bu;

Eritiyor insanı potasında.

Farkına varsa da varmasa da..!

‘Unut’ dedi ‘unut’

Dönemezdi, dönmedi,

'Bir umut' dedi Sevgili,

'Umut.' dedi bekledi..!

Vefalı, vefasız demedik,

Sevdik be usta, hep sevdik,

İnsanız ya 'insan' dedik...

'Parodi' dedi,

Evet sanat.

Çayhane yada kıraat,

Güldürdü bizi,

Çaycı Rıfat...

Hayranlık bu;

Gizli, aşikâr,

Bırak eleştirsin !

Bunda ne var..?

Kimileri uğraşırken birbiriyle,

Birileri uğraşır bilim ile.

'Kader' dedin de Beyim;

Sahi kader mi sence..?

Ömür iki hece,

Beynimde bilmece.

İstesek istemesekte,

Geçiyor neticede…

Birşey söyle dedim, 

Şiir kokulu sözlerinden;

'Şiir yazmak geliyor' dedi,

'Sana içimden'...

Kör basiret;

Beyinse köle!

Dev aynasında,

Minicik Cüce...

Derler ya;

'Ne çare ayrılık zamanı geldi.'

Ey biricik Sevgili !

Biz ayrımıyız ki ezelden beri..?

Ey Sevgili !

Hani o gün demiştim ya 'Beli'

Bugün dediler ki;

'Deli misin deli...'

Nasıl bir hınç ,

Şartlanmış beyin.

Basireti kör !

Bilmem ki ne deyim...

Yunus’um

Hünkâr Pîrim sana,

Öyle ya;

Dostun gül cemali

Cennettir bana..!

'Anne' dedi, 'anne' 

Ne demekse ? 

Görmedik ki Beyim, 

Görmedik işte...

'Cem' ve 'Cuma',

Hak Erenler yoldaşın ola,

Hızır baba seni bula,

Cuman bayram ola..!

Beyim;

Gönül aşkın evi ise, ki öyledir,

Öyleyse bu benlikte neyin nesidir..?

Madde !

Evet en önde.

'Kanaat' dedin de Beyim;

Bu mudur sence..?

Dedik ya Usta;

Kusurlu olsakta,

Kusursuz sevdik sonuçta..!

'İsmin' dedim,

'Döndü' dedi.

'Nasıl yani?'dedim,

Gülüverdi,

'Bahar misali' dedi...

Bayım biz insanız;

Saygı zaten mecburi,

Sahi sen hiç sevdin mi..?

Bayım ;

Fikri farklı olabilir,

İnsan bu neticede.

Asıl mesele 'insanız' diye sevebilmekte…

Aylardan kasım,

Onun da yasın.

Kalk ey Şanlı Çınar;

Analar ağlamasın..!

Bayım insanız,

Budur bizim şanımız.

Sen hor görsen de;

Ölüm ortak yanımız..!

Bir ömür be Usta,

Ne dersen de;

Anlatamıyorsun sonuçta..!

‘Kasım ayı’ dedin de;

Bir gün var ki içinde,

Hüzünleniyoruz Beyim.

Ecdat bu,

Ecdat neticede..!

Dedi ki;

'Fikrimde değilse saygı beklemesin benden.'

Dedim ki;

Minicik birinden bu beklenmez zaten..!

Bir öyle bir böyle,

Bu nasıl sevgi söyle !

Sen taklitçi şey;

Buyur şöyle...

Ey Can ;

Hadi artık üzülme.

Kişi karakterinin gereğini yapıyor neticede!..

Doğu'dan doğan ışık;

Her yönde adalet.

Mazlumun umudu;

Evet bu asil millet !..

Yolumuz Hakka vara,

On iki gül Zehra ana.

Can Muhammed aşkına,

Dedik ya cem ve cuma;

Haydi mübarek ola!..

Somurtma yahu,

Ömür dediğin ne ki?

Hadi gülüver şimdi,

Çok güzelsin çünki !..

Ey Can;

Güzel söz tohuma benzer,

Yeşertemezsin istesende.

İncelik incitmeden,

Gönüle ekmekte!..

Basireti kör, 

Beyinse köle.

Bilmem ki Beyim;

Bu inatlık niye?..

Ve kadın;

'Duvarsın duvar.' dedi

Evet gitti,

Hikaye mi?

Böylece bitti..!

Kuru laf,

Peynirden gemi.

Sahi Beyim;

Hiç ezildin mi?..

Ey Sevgili !

Bilmez misin ;

Seven sevdiğine naz eder,

Söyle niçin bu keder?..

Birbirimizle didişmekten,

Bir tebessüm etmeye vakit mi kaldı be kirve..?

Ey Dost !

Aşıklık töresidir bu;

Sevgili uyanıkken,

Seven hiç uyur mu?..

'Aşk' dedi 'Aşk'

'Öyle ulu orta söylenmez.'

Birden Mansurca bir ses;

‘Vah’ dedi ‘Vah’

‘Özünü bilmez !'

Usta be !

Beyine kin yerine,

Gönüle gül ekilse keşke.

Kısacık ömür; iki hece neticede...

Evlat aman ha;

Çabuk darılanla yola çıkma,

Hem beynini hem gönlünü yorarsın sonra!..

‘Neşelisin’ dedim,

'Sol yanım' dedi.

‘Nasıl yani?’ dedim,

'Sevgili' dedi; gülümsedi…

Kimi kıymet bilmez,

Kimine denk gelmez.

Üzülüyoruz be Usta,

İster istemez…

Âmâyım sevgili âmâ,

'Gözüne göz olurum' dedi Rıfat,

Şahit olsun buna kâinat!..

Düştü gurbete yolumuz,

Kimi oğul kimi kız.

Bayım biz bozkırın çocuğuyuz!..

Gönlün döndü mü bir kere;

Gayretin galebe çalar o yöne.

Sen istesende istemesende!..

Derler ya;

'Sen insanoğlusun kör olamazsın'

Körlük değil be Usta,

Ezildik evet, ezildik sonuçta..!

Ey Can

Hadi üzülme!

Kim ne öğretmişki öğrenmek istemeyene..?

Gözünde kan,

Gönlünde maraz.

Nedir bu hınç ?

Merhamet biraz!..

Dedi ki;

'Aklım ermedi bu işe.'

Dedim ki;

‘Ayak altında dolaşmak akıl işi mi sence..?’

Bunca mazeret,

Bayım hayret.

Ne bu palavra,

Nasıl bir gayret !..

Ey Can;

Seven zaten yol bulur,

Sevmeyenin yolu,

Mazeretle doludur!..

Adam !

Evet Adem.

Sahi Bayım,

Bu ayrım neden?..

Ey Sevgili;

Hani demiştim ya 'Belî'

Bağladım gönlümü,

O günden beri...

'Hoşçakal' dedi,

'Sol yanım' dedim,

Gülümsedi;

Gülyüzlü Sevgili...

İnan inanma,

O'ndan O'na.

Ah be zerrecik !

Ne oldu sana...

Yol Ehli-Beyt’in yolu,

Pir’im Hünkâr Veli;

Hüseyin’im Zehra’nın gülü,

Medet Ya Esedullah Ali!..

Sen agâh ol,

Su uyusun bırak.

Vatan bu Evlât;

Gerisi teferruat!..

Ey Sevgili !

'İncelik nedir?' dedim,

Birden başını eğdi;

'İncitmemek' dedi...

Ve Şair;

'Bu kavgada neyin nesi?' dedi, ekledi

'Geçen zaman değil,

Ömründür !' dedi…

Sen çabalamana bak,

Ne anlatırsan anlat;

Kişi gayreti kadar alır Evlât!..

Bir varlık, bir darlık,

Bayım bilmece;

Dünya bu,

Değişmez neticede!..

Birden,

'Neyin var ki?' dedi aşka dair;

'Göz yaşı ile yoğrulmuş sabrım' dedi Şair...

Usta be;

Birbirimize surat asmak yerine,

Keşke gülücük kondursak çehremize.

İnsanız ya neticede...

Tek derdi,

Evet rahatlıktı; erdi !

Mutluluk şarkısı,

Gerdikçe gerdi.

'Niçin bu kadar şirinsin?' dedim,

Gülümsedi;

'Bilmez misin aşk inceliktir.'dedi...

‘Bir çay içelim mi ?’

Dedim öylesine,

'Şeker benden' dedi.

İnci gülüşü ile…

Ve Şair ekledi;

Sevgili !

'Gönlüme düşen ilk cemremsin.' dedi...

Sen kadınım !

Ruh-u revanım,

Yoluma yoldaşsın,

Biricik ortak yanım...

Nasıl bir sevgi,

Davası anlık.

Seven uykuda,

Sevgili uyanık!..

Pîrim der ya;

'Demiri demirle dövdüler.'

Heyhât;

Gencecik beyinleri, zindanda çürüttüler!..

'Denge, denge' dediler,

Heyhât;

Kimini darağacında,

Kimini zindanda çürüttüler!..

Evet !

Her bakışı bir şiir,

‘Şiir bakışlım’ dedi Şair…

Evet;

‘Denge’ dediler 'denge',

Kardeşi kardeşten ettiler.

Kimini zındanda,

Kimini darağacında çürüttüler!..

Elbette hak yerini bulmuş,

Sen ey benlik,

Ne olduysa sana senden olmuş!..

Evet;

Aşk bu çile,

Sevdik be Usta.

Sevdik bile bile!..

Kin tohumu yerine,

Gül serpiştirselerdi keşke.

Cahil dedin de Bayım;

Tarifi nedir sence..?

Hadi;

Bu ümitsizlikte niye?

Dünya bu neticede,

Olan olmuş bir kere,

Yeniden başlıyoruz birlikte...

Yerde kan damlası,

Barut yüklü bulut.

Barışın çocukları;

'Umut' dedi 'umut'!..

Ey Can;

'Bir söz söyle' dedi,

'Kardeşliğe dair.'

'Her fikir bir çiçektir.'

Dedi Şair...

Gülüverseydik keşke,

Didişmek yerine.

Usta be !

Fikirler çiçekler gibidir neticede…

'Gün doğmadan neler doğar.' derler ya,

Neler doğmasada o'gün,

Doğacak be Usta,

Doğacak sonuçta...

Ey Can !

Herşeyi aklına takma, beynini yorarsın. 

Gönül pencerenden bak ki, huzur bulasın...

Hamı pişireceği yerde,

Pişmişi ham etmekte.

‘Cahil’ dedin de Bayım;

Sahi kim sence..?

Her mevsim bir fikir,

Evet;

'Fikir misali.' dedi Şair...

Ve Şair ekledi;

'Hangi güzellik bedelsiz ki?' dedi.

Gülümsedi...

Dedi ki;

'Dile benden ne dilersen?'

Dedim ki;

'Zaten ben, sensin sen.'

Ey Oğul;

Başkasının fikrine saygılı ol.

O ne olursa olsun,

Sen insanoğlusun...

Evet;

'Sevgi, incelip incitmemektir.'

Dedi Şair...

Aman ha Evlât burası dünya.

Bugün tekme attığına,

Yarın muhtaç olursun sonra..!

Firavun bu;

İddiası ilahlık.

Benlik zirvede,

Taklitçi mahluk!..

Küçümsedi,

Basit gördü güya.

Buyrun Kafdağı;

Tepeden tırnağa riya!..

Dedi ki;

‘Kimi gül, kimi diken.’

Aynı suyu içen,

Güle dönüşür birden.

Aşk bu Dost;

Kimine gam,

Kimine can.

Talipsen, imtihan!..

Usta be !

Herkes severim derde;

Karşılıksız sevene,

Ne derler sence..?

Görüşü ne olursa olsun,

İnsan bu Usta !

Sevdik, hep sevdik,

Uzaktanda olsa...

Sen !

Kaf Dağındaki cüce;

Küçülmez kimse,

Senin küçümsemenle !..

Ne sırmalı kaftan,

Nede yamalı fistan.

İnsan bu Bayım;

Değil mi Haktan..?

Cüce gayret,

Hayret Beyim hayret.

Minicik tepe;

Dağ görünür elbet..!

'Anılar' dedinde Usta;

Burası dünya.

Kısacık ömür,

Evet anlık bir rüya!..

Dediki;

'İyilik iyidir.'

Dedimki; Ey Dost !

'İncitme' diyen kimdir ?

Evet Aşk benim mezhebimdir...

Ve ekledi;

'Çok özleyeceğim seni.' dedi.

Dedimki ;

'Ey Sevgili biz ayrımıyız ki ezelden beri..?'

Evet ;

Başkasının kusuruyla uğraşmaktan,

Başını kaşıyacak vakti yok zavallının !..

İnsan bu neticede;

Oturup eleştireceğine,

Kalk da,

Güzel eylemler sergile!..

'Cahil' dediler,

Diplomasız çobana,

Bayım bir çıkar uğruna;

Kıydılar bunca cana!..

Gam, keder,

Dost; dünya bu geçer,

'Kimine zindan, kimine cennet' der;

Taif'te taşlanan Peygamber!..

Evet, önce vatan !

Bugün Bayram.

Tüm ecdâda selâm,

Dedik ya Evlât;

Son yurdumuz bu vatan!..

Seven sensin,

Sevdirende sen.

Sevgili !

Sevmeseydin sever miydim ben..?

Devrimci Derviş;

'Ya hu' dedi 'Bu ne iş ?'

Dedim ki;

Mansur bu,

Gerekeni söylemiş!..

Dedi ki;

'Ne idik ne olduk?'

Dedim ki;

Yokluk bu,

Gam ile dolup aşk ile yoğrulduk...

Şartlanmış beyin,

Yığınla köle.

Nedir bu doyumsuzluk;

Doğuruyor habire..!

'Torun' dedin de;

Oğuldan olan hep önde.

Sahi Beyim !

Hak mı bu sence..?

Âgah ol;

Ha Firavun ha moğol,

Düşman uyur mu hiç Ey Oğul!..

Dedim ki;

'Sevgili, çayın rengi gülden,'

Dedi ki;

'Kokusu benden.'

Hadi içelim bi çay istersen...

Evet;

Katarımızdı on iki imam.

Kimine zindan, kimine urgan.

Buyrun;

Beyine pranga, akla ziyan..!

Ey Can ;

Mahkumsan akıl hisarında,

Aşka kanat çırpma.

Mahçup düşersin sonra!..

İnsanız Bayım;

Budur ortak yanımız,

Geldik gidiyoruz,

Mesele farkında olmamız!..

Nedir bu çehre ?

Bunca külfet,

'Bir tebessüm.' dedim;

Ne olur lütfet...

İnceldik,

İncitmemek uğruna.

Bir kere bile olsa,

İncitmedik be Usta!..

Ey Sevgili;

Dilim de sen,

Gönlüm de sen.

Ne yana dönsem;

Ben ben değil,

Sensin sen...

Küçümsedi, dedi ki;

'Benim onlarla işim olmaz.'

Dedim ki; zaten onlar da,

Seni insan yerine koymaz!..

Bunca çileye inat,

'Gülüşün" dedim' gülüşün."

'Nasıl yani?' dedi,

'İnci misali.' dedim...

Keşke vedalaşmaya bir sınır getirilseydi !

Sevgili;

Seven sevdiğinden ayrı mı ki..?

Usta be;

Kusurluyuz,

Hata ettik, ettikte

Vefasızlık etmedik!..

'Canım' dedi,

Canımın içi.

Ve ekledi;

'Ben de sen yetmez mi?' dedi...

'Aman' dedim 'aman'

Düşecek çukura,

'Diyemedim' demişti ya;

Toz kondurmam ona!..

Engerek zehrinde,

Yoğrulduk bunca zaman.

Kalmadı çiğ yanımız,

Aman Allah'ım aman..!

 

Meylin nereye ise,

Gayretin o yöne.

Boşuna mazeret;

Değişmez netice!..

Bir bayramlık alana,

Yanında bir gönül bedava.

Bayram dedin ya Bayım;

Bayram bu sonuçta...

Söyle be Hafız;

Abdestin telafisi belli;

Sahi insanı incitene,

Ne demeli..!

Ey Dost ;

Beyine kin,

Gönüle kezzap suyu döktüler.

Seni bana,

Beni sana düşman ettiler!..

'Cahilsin' dedi,

'Hem kim oluyorsun sen ?'

Dedim; 'Ben Âdem'den,

Değilim ki kitap yüklü merkepten!..'

Aşıklık töresi bu;

Ta Adem'den beri.

Biz hiç ayrılmadık ki,

Ey Sevgili..!

İstediğin kadar gerçeği söyle,

Dinletemezsin ön yargılı kişiye.

Evet;

Fikri sabittir neticede!..

Mevsimler misali,

Fikirler çiçekler gibidir.

Sahi Beyim insan insanı

Niçin incitir..?

'Çocuklar gibisin.' dedi,

'Sevimli', dedim ki;

'Sevgili, şımartan sensin,

Suç benim mi..?'

Edep ya Seydiyaroğlu !

Hünkârım ne buyurdu;

Yolki erenler yolu,

İncinsende incitme kulu!..

Bahar mı gördük Beyim?

Zehmeride çiçek aç dediler açtık,

Açtıkta, ötelediler,

'Buda neyin nesi?' dediler

Çünkü kördüler!..

Dedim ki;

'Yüzünde tebessüm,

Sahi hep böyle misin?'

Birden öyle bir gülüverdi;

İnan ömre bedeldi!..

İncitmem insanı,

İnan ölsemde.

Gölge misali ölüm;

Zaten ensemde!..

Hey Hak !

Vicdandan yoksun,

Şefkatten ırak,

Mangalda kül kalmadı;

Üfleme bırak!..

Hoşgörü yerine,

Kin yüklediler beyine.

Kurbanlar sunuldu Bayım;

Gölgelerin gücüne!..

'Sen kimsin?' dedi,

'Hem ederin ne.'

Dedim 'Hiç, hiçim işte.'

Yetmez mi bu sence..?

Ey Can !

Kâbe dedin de;

Kimi evin, kimide ev sahibinin derdinde,

Gönül buya, gönül neticede...

Ey Can dedim;

İncinir, incitmezsin.

Sahi sen kimsin ?

'Bilmiyor musun?' dedi,

Vallahi Aşk olsun...

Şair der ya;

'Öz yurdunda parya.'

Ayasofya,

Kırıldı zincirler sonunda,

Öyleya kim demiş,

Gönüllere vurulur pıranga!..

Pir Kulfakir der ya;

'Çıkarma gönlünden,

Dinim imanım.

Sana muhtaç, sana nâlânım.'

Ey Gül Şehrindeki Gül Sultanım!..

Hüzün Gülü;

Öz yurdundan ettiler, incittiler seni

Sen Sevgili,

İncitmedin ki kimsecikleri!..

Oyun içinde oyun,

Uyutulmuş beyin.

Cananı candan ettiler,

Bak cambaza Beyim!..

Sevgili !

Sahi neydi o öyle ?

Taş çıkarttın güllere,

O inci gülüşünle...

Etliye karışma,

Sütlüden kaç.

Bayım ahraz kölenin,

Acep pahası kaç..?

'Yine daldın, dedim deryalara,'

Eğdi başını sol yanına,

Söyle dedi Kirve söyle;

Ne yaptık ki biz bu vefasızlara..?

Masum bakışlı çocuk,

Gözleri boncuk,

Sen şefkat çiçeği,

Gül dalında tomurcuk!..

Ey Can;

Küçümseme, hele bi dinle.

Görüşü ne olursa olsun,

O bir insan neticede!..

Aldırma be Usta;

İncitmediklerimiz,

İncitti bizi sonuçta!..

Evet 'Sanatçılar';

İnsanlığı kucaklayan,

Birer gönül elçileridir.'

Dedi Şair...

Ey Dost;

'Sanatçı' dedin de,

Dokunur gönlümdeki bam teline !

Herbiri Davudî sesiyle...

Derler ya;

'Edep yâ hû'

Evlat işte mesele bu..!

Edep !

Kim demiş?

Bilmem ne demek,

Evet haddini bilmek,

İncinip incitmemek…

Doyumsuz hırs,

Nedir bu gayret ?

Buyrun mutluluk;

Al sana cinnet..!

Evet;

Mor çiçekli, çam kokulu dağlar,

Şehirden uzakta,

Orada bir köy var...

Azizim aşk bu;

Akılla tartma,

Akıldan çıkarsın sonra!..

'Söz dinletemiyorum ki' dedi,

'Hayırdır' dedim,

Birden bir of çekti;

'Sol yanım' dedi ve gitti...

Dev aynasında cüce !

Bu kibrin neden ?

Bulunmaz Hint kumaşı,

Öldürdü gülmekten...

Düşün bir an;

Peygamber Âdem atan,

Hacı Bektaş, Hacı Bayram,

Özün özümdür ey Can..!

Cemre misali,

Ak düştü saçlarımıza be Usta.

Eritiyor neticede,

Dünya insanı potasında..!

Ey Dost !

Eritsede dünya potasında;

Yürüyoruz birlikte sonsuzluğa.

Öyle ya yeniden doğuşa..!

Dost;

Bırak şu umutsuzluğu,

Nerde görülmüş aydınlığı,

Karanlığın boğduğu..!

Nedir bu Azizim,

Herşeyden şüphe,

Evet şüphelisinde;

Şüpheleri üzerine çekme..!

Ve şair ekledi;

'Taş çıkarttın güllere' dedi,

O gülüşün ile sevgili... 

Ey oğul !

Toprak hamurun, 

Aşktır suyun. 

Aman ha evlat;

Kıymetini bil yurduyun..!

Hani derler ya;

'Kaşın çeğmelenmiş kiprik üstüne'

Sevgili !

Beni benden aldın

İnci gülüşün ile.

Sahi neydi o öyle ?..

Beyninde kin,

Zihninde su-i zan !

Bu nasıl bir salya ?

Hep bir ağızdan...

Ömrünü verdin,

Eline ne geçti ? Dedim;

Birden başını eğdi, gülümsedi,

Mecnun misali mi ? Dedi...

Sen Çamur adam;

Nedir bu gıybet ?

Bu ne iftira, izi kalsada.

Kim demiş güneş,

Sıvanır balçıkla..?

İyi niyetimizden vurdular usta...

Evet iyi niyetimizden !

Ödümüz kopardı oysa incitmekten...

Ey Can !

Sevgi insanın özündedir;

Görene!

Dile ne hacet;

Bilene..!

Bak evlat ;

Aşk yolu bu

Taşlasınlar bırak.

Kaldımı çiğ yanımız

Asıl sen ona bak..!

Aman ha evlât;

Tökezledi mi bir devlet,

Biner tepesine,

Yetmiş iki millet..!

Usta be !

Ölüm öldürülmemişken,

Vakit öldürüyoruz,

Fikir ayrılığı yüzünden..!

'Parodi' dedi Şair 'parodi'

Evet güzel sanat,

Bu ne çehre, bin parça surat ?

Gülsün yahu hadi Gül ,dünyaya inat..!

Ey Oğul;

Bırak kim ne derse desin,

Sen insanoğlusun.

İçin hak dışın halkla olsun..!

Rehberim;

Gülyüzlü örneğim,

İşte beynim,

Sana emanet öğretmenim..!

Bayım;

Çile ile yoğrulmuş hamurumuz,

Görmedik ki;

Baş koyacak bir omuz..!

'Dertlisin' dedi

'Söylesene yoksa şair misin'

Dedim ki;

Dert söyletir, bilmez misin..?

Herşey zıddıyla;

Yunus'da lazım,

Kasım'da lazım.

Dünya bu, aldırma Cancağızım..!

Tüm mahlukat,

Değil mi Hak'tan?

Aman ha Evlat;

Şefkatli davran..!

'Hayvan' dedi 'hayvan',

Bayım o da bir can.

Hani merhamet?

Bu nasıl insan..!

'Ömür' dedim 'ömür,

İki hece.'

Dedi ki; Madem öyle,

Bir çay içelim mi

Misafirce..?

‘Kahve’ dedim, ‘Bi kahve içelim mi ?’ 

Gülüverdi, neşelendi;

‘Kırk yıl geçse, unutmam bugünü’ dedi Sevgili...

Sahte mutluluk,

Sınırsız alem.

Sanal' dedi 'sanal',

Biricik ailem..!

'Alevi misin?' dedi.

Dedim ki;

'Âşığa mezhep mi sorulur Sevgili ?'

Bir gülüverdi,

Gülüşü bin ömre bedeldi...

‘Eskici’ dedim, ‘eskici !’

Döndü birden,

Dedim ki ‘Yıpranmış gönül de alır mısın ?’

'Ücreti ?' dedi,

‘Bir tebessüm’ dedim,

Gülümsedi…

'Bi fırsat, bi bahane.'

Derken içten içe,

Demez mi Sevgili birden bire;

'İçelim mi birlikte bir kahve ..?'

'Çay mı dedi kahve mi ?'

Dedim ki Sevgili;

'Şekeri senden mi ?'

Bir gülüverdi,

Dedik ya;

Bin ömre bedeldi...

Yaprak düşecekse,

Sonbahar bahane.

Ey Can üzülme;

İnsan bu neticede...

Dost, der ya Aşk Eri Nesîmi;

'Vay başıma!'

Evet Bayım alıştık,

Bunca münkir taşına..!

Kul ve yol,

Der ya Nesîmi;

'Minnet eylemem.'

Beyim işte söylem.

Başka birşey bilmem...

'Niyetli misin?' dedi,

'İyi niyetliyim.' dedim,

Gülümsedi;

Gül yüzlü sevgili...

Aldırma be Evlat;

Hani 'Başka kapı varmı ki?' demişti,

Evet zaten gidecekti..!

Evet hoyratlık !

Herşeye bahane.

De hele kirve;

Kader mi bu sence..?

Devlet bu !

Hem ekmeğini ye,

Hem de diş bile.

Sahi Bayım;

Bu doğru mu sence..?

'Fikirler' dedi,

'Mevsimler misali.'

Dedim ki; Sevgili,

Bunca çiçekler,

Niçin sürgün yedi..?

Hadi kör,

Bari nankör olmasa.

Ne yapsak, ne etsek,

Yaranamadık be Usta..!

Birden alaylı çehresiyle;

'O kim ki?' dedi öyle,

Dedim ki;

'O bir insan yetmez mi sence..?'

Bu nasıl bir incelik,

Yahu güldürme.

Gül koklamak yerine,

Laf sokarsın habire..!

Mehdi mi?

Gelirse eyvallah.

Bak işte geldi Rasulullah.

Bunca ulema, nice evliya;

Bilmem ki, yetmiyor mu sana..?

Şöyle bir baktı,

'Nerelisin?' dedi,

'Norüyon?' dedim anladı,

'Gurban olurum.' dedi, ağladı...

Hani Şair der ya; Korkma !

Aman ha Evlât !

Sahip çık bu cennet Vatana.

Selâm olsun,

'Ya İstiklâl ya ölüm.' diyen,

Şanlı atama..!

Rabb'imizin Settar ve Gaffar olduğunu bilipte, başkasının kusuruyla uğraşan, kendi ayıp ve kusurunu görmeyenden daha şefkatsiz ve basiretsiz kim olabilir..?

Dünya'nın dönmesi insanlara fayda,

Vefasızın dönmesi kendine zarar verir..!

Niçin sadece benim yolum haktır deyip Hak'ka giden yolları çok bilmişlik ve kibir ağıyla örmeye hatta inkara yelteniyorsun?

Sahi ne oldu İblis'in sonu bunu bilmiyor musun..?

Firavun ve Karun'un altın, akçesiyle,

Aşk pazarından dervişlik elbisesi satın alınmaz..!

Muhammed'dir muhabbet,

En güzel huyu şefkat.

Bürünürsen ahlakına,

Ne gam kalır, ne de dert...

İblis diyor ki 'Ben'

Sen diyorsun 'Ben'

Etme boğulursun benlik bataklığında,

'Ben' dedikçe sen..!

Senin kaç tane yüzün var bir baksana bana !

Yakışır mı ikiyüzlülük Allah'ın güzel kuluna ?

Bak ne diyor Aşk Eri Mevlana;

'Ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol.'

Hadi Allah aşkına...

Hele bir söz et Hak Dostlarından,

Biri ayet ister, diğeri gerici der.

Görse bunları Pîrim Hacı Bektaş, Aşık Yunus

Bilmem ki acep ne der..?

Mübin olan bu din,

Tekelinde mi senin ?

Ben 'Elif' dedim,

Sen 'Vav'ı beğenmedin..!

'Sadece benim yolum hak.'

'Olur mu benim ki en büyük Zat.'

'Olmaz, hani ayet, sizin ki bid'at.'

Nasıl kardeşlik bu heyhât..!

Eşref-i mahlûkât olan,

Hakk'ın en güzel eseri insan,

Gönlün sevgiyle dolsun,

Bayramın bayram olsun ...

Yatanı sever mi Allah ?

'Veren el alan elden üstündür.' buyurmadı mı Rasulullah ?

Öyle ise haydi bismillah...

Gaffar olan Allah affetse bile,

'Hayır ben affetmem.' diyorsun.

'Merhamet etmeyene merhamet edilmez.'

Zavallı, bunu bilmiyor musun..?

Ahsen-i Takvim üzere yaratılan insan,

Elestü'den kalkıp dünyada imtihan olan,

Buyurdu Gül Muhammed Mustafa'm;

'En hayırlı insan, insanlara faydası olan'...

Dedim ki;

Ey Zat, ne olur merhamet, biraz da şefkat.

Dedi ki;

Vay seni mürted..!

Garip geldi, garip gidiyor hak olan,

Anlamaz ki basireti kör olan.

Sen Ey Hakk adına saldıran,

Yolun hak ise hani şefkat be adam..!

Nedir bu kin, ne bu hınç ey vefasız ?

Ne yaptı ki sana sevmekten başka ?

Sen şefkatsiz gönül, çürümüş beyin.

İdris mi İblis mi bilmem ki ne deyim..!

Sen kuru bilgi, semiren benlik,

Bu ne kibir, nedir bu bencillik ?

Hani merhamet, nerde şefkat,

Aşksız bilgi, işte cahillik..!

Maddeye tapanlardan merhamet beklemek,

İblisten sadaka beklemeye benzer..!

Beyim ;

İblisi iblis yapan ahlaksızlığı değil,

Çok bilmişliğidir...

'Aşk' dedim gerildiler,

'Kıyıyorsun, kıyılıyoruz, kıyamıyoruz.' dediler.

Oysa kıyan tabip, kıyılan hasta idi bilemediler,

Yazık öylece çekip gittiler...

Ankara'da Gül Baba,

Evet yol ortasında,

Hacı Bayram dedik ya Dost;

Hemen yanıbaşında..?

Sevmese yaratmazdı güzeller güzeli Rabbimiz.

Bizi bize bırakırsan acep ne olur halimiz..!

Zihninde benlik, neylesin beyin?

Güzel olan ahlaktır, sûret değil..!

Hakk'ın eseri insan,

Ezelî nurdan.

Ebede yolculuk;

Haydi davran..!

Beyim;

İlim bilmektir,

Bilmem ki kibir ne demektir..?

Beyim;

İlmin, bilgin güzelde;

Merhamet, şefkat nerde..?

Sahi nedir bu kibrin, bilgin.

Acep ne oldu sonu İblis'in..?

Ey Dost !

Akıl nimettir bilene elbet,

Heyhât;

Dolu beyin kin ve nefret..!

Ey Dost;

Bırak şu post derdini,

Bir varsın, bir yoksun.

Yazık, varsın oyalansın dursun..!

Mahsenli'min bendesi,

Gül kokuyor tekkesi,

Hamzalı'da kendisi,

Nuri Dedem türbesi...

Bab-ı Umutlu beldesi,

Yeşil Sultan künyesi,

Hakk vermiş ilm-i Vehbî,

Evet, zamanın Adviyesi...

Hizmet etti Gönül Erine,

Kutb-u Zaman Köprücü'me,

Ne mutlu Hamdi Baba,

Sen Çamancızâde'me...

Her aşık da yazar amma,

Seydiyarim aciz başka.

Çok mürşitler gördüm amma,

Can Köprücüm bir başka...

Bu nasıl bir taassup,

Bildiğini okur.

Beyninde örümcek;

Durmadan dokur..!

Beyim nedir bu kin,

Bu nasıl bir zehir ?

Kimi mideden,

Kimi beyinden zehirlenir..!

Dost;

Hadi asma çehreni,

Burası dünya.

Bir varsın bir yoksun,

Ömür bu;

Kısacık sonuçta…

Ey Dost !

Unutur mu çelik, aldığı suyu,

Kim demiş;

Aydınlığı karanlığın boğduğu...

Evet;

İnsan hakları güya,

Hadi gül oyna.

Koşun dünya çocukları,

Mutluluk şarkısıyla...

Ey Can;

Neden 'Niçinlerle' vakit geçirirsin?

Demez mi Erenler:

'Yolumuz dikenli ayağını seven gelmesin..!'

'Şeker' dedim,

Gülümsedi.

‘Anladım; Şükür’ dedi Sevgili...

Dünya bu !

Eritir potasında insanı.

Azizim ;

İncin ama incitme,

Cümle can taşıyanı

Ey Can:

Körlük gözde değil, gönülde.

İşte Medine,

Sahi Karen nerde..?

Kaf dağında burnun,

Nedir senin derdin ?

Etme be Azizim,

Arşa çıktı zulmün..!

Kaskatı kalp,

Nedir bu surat ?

Nerdesin sevgi,

Sen Ey Şefkat..!

Günahından dolayı mahçup olan kul;

Ayıplayandan üstündür ey Oğul..!

Baksana Bayım;

Aynadır O sana

Yaratılanda güzellik,

Kusuru kendinde ara..!

Ey Mevlana'mın Hamuş'u,Hak Şems'i,

Değil miydik gönlünde, ezelde, elestüde?

Söyler isek bak bekliyor Kasım,

Elinde yağlı urgan ile..!

Bürümüş dünya,

Habire sırtlan.

Saray virane,

Bakar mı Sultan..?

Ezelde dedik ya 'Beli'

Sanat ki ezeli,

Evet Bayım;

Değil mi insan en güzeli..?

Göz ki, bürümüş kin.

Merhamet nerde ?

Sahi Beyim;

Bu ip kimin elinde..?

Gündüzünde rahmet,

Gecesinde kandil var.

Ey Canlar;

Mübarek olsun üç aylar...

Ey Belh'linin Hamuşu;

Herkes seni anlasaydı,

Her mahallede bir Mevlana olurdu.

Dedik ya dost;

Huu Huu, evet doğrusuda bu...

Ey Dost!

İblis asla vazgeçmez senden,

Sen niçin ümit kesersin ki

Şefkatli Sevgiliden...

Asla ümit kesme Evlat,

Gaffar'dır çünkü Hak,

Sevmese yaratmazdı,

El-Vedud olan Rab...

Ey Evlat ;

Demir bükülmez ise hizaya gelmez,

Çile çekmeyen elbette pişmez..!

Evlat;

Sen yeterki çiçek ol,

Bal arısı bulur bir yol.

Gelirse merkep arısı,

Gel sabret, oda bir kul..!

Aşk evveli,

Sonsuz ahiri,

Ey Vedud olan Sevgili,

Bırakma bana beni...

Ne bu hırs azizim,

Habire incitirsin.

Kul bu kusursuz olmaz,

Sen kusursuz musun..?

Ey Dost;

O'ndan geldin, O'na yolcusun.

Verirken sordu mu, alırken sorsun..?

Ey Can;

Nedir bu hüzün ?

Ölmeyeceksin.

Ezelden geldin, ebede gideceksin..!

Dost;

Burası dünya, evet bir saha.

Kul imtihanda,

Görünüş mü, sakın ha !

Bekle bak sonuna...

Gül Muhammed'im,

Sırtındadır gülcüklerin.

Ey şefkat peygamberim,

Şefaatini dilerim...

Nedir bu benlik ?

Hani Harun, ne bu Karun.

Sanırsın Musa;

Bakarsın Firavun..!

O bir ayna,

Ne yaptı ki sana?

O sensin,

Sormadı ki seni sana...

Vefasız bu vicdan olmaz,

Münkire meşrep sorulmaz.

Der ya Aşk Eri Mevlana;

'Kula vefası olmayanın, Hakk'a vefası olmaz.'

Onu ret, bunu ret.

Bu nasıl bir davet;

Sen ey taassup !

Nerde merhamet..?

Evet ölümsüz fikir,

Ebede giden.

Beden bu Bayım;

Ölecekti zaten..!

Ey Dost!

Vatan dedin de;

Her biri ayrı ırktan gözükse de,

Diz çöktüremezler bu asil millete..!

Evet!

Boynunda urgan,

Körpecik fidan.

Bu nasıl bir salıngaç;

Gâh sağdan, gâh soldan..!

Aman ha Oğul !

Düştünmü dara,

Muhtaç olursun ona,

Devlet bu evlat;

Babadır sana..!

Evet, Ey Dost;

Bir yol ki uzun ince,

Biter birgün gündüz-gece,

Aşk söyletir hece hece,

Der ya;

'Gidiyorum gündüz gece.'

Ey Can

Ezelden ebede gideceğiz,

Hangi peygamber güldü ki, biz mi güleceğiz,

Öyle ya O'ndan geldik, O'na döneceğiz...

Elestü, evet Galu Bela!

İmtihan sahasıdır bu dünya,

Ne çileler çekti bunca enbiya.

Öyle ya;

İpe çekilmedimi Mansur aşk uğruna..?

Kaskatı kalp,

Hani yaratılana şefkat ?

Sen asık çehre,

Söyle merhamet nerde..?

Can bu;

Canana vefasızlık eder mi?

Ey cibilliyet;

Sence bu kader mi..?

Nedir bu benlik,

Nerden bulaştı bize ?

Ne yapmıştı ki atamız,

Kovulmuş iblise..?

Bir canda iki ten,

Gül annem; goncası ben.

Dağ gibi sığındığım,

Sensin annem sen..!

Binmiş benlik atına,

Dolu dizgin baksana.

Ağız dolusu salya,

Aman evlat sakın ha..!

Burda misafirsin,

Ebede gideceksin.

Aman ektiğine dikkat et,

Orda biçeceksin..!

Görmeden sevdin,

Şükür ki görmedin.

Sen kusurcu göz,

Nedir senin derdin..?

Dünya imtihan yeri,

Kim demiş ebedi?

Zindandır buyurdu;

Evet Çile Peygamberi...

Bugün Cuma !

Hızır yanına uğraya,

Sır kapıları açıla,

Haydi Mübarek ola..!

Çatladı hırsından,

Dedi; 'Sen kim oluyorsun?'

Dedim; 'Sormuştu iblis,

Sahi sen bilmiyor musun..?'

Şefkatsiz gönül,

Nedir bu riya ?

Hani merhamet;

Çok bilmiş ya güya..!

Ey Can !

Seven sevilir, sevmeyen ne bilir ?

El-Hubbilillah,

Sevgiyi niçin yarattı Allah..?

Sonsuzluk, evet nesine,

Büründü Karun elbisesine,

Huzur mu, Heyhat!

Tam tersine...

Tepegöz,

Bulutta burun.

Benlik çukuru bu,

Bayım şöyle buyrun..!

Ön yargı, suizan!

Değil ki Haktan.

Nedir bu hınç ?

Gel etme Ey Can..!

Azdırdı dünya Firavun'u,

İşte Karun'un sonu !

Bilmem ki rahatlık bu mu ?

Sabret oğul, çile pişirir kulu...

Gül aşktır bilene,

Vefasız takılır dikene,

Gül, çile

Ey Dost;

Aldırma yan çizene..!

Sinsi dost,

Evet menfaat.

Öptü alnından iblis heyhat..!

'Sen'-'Ben'

Sahi neden ?

Ne istiyor iblis;

Peygamber Adem'den..?

Katı kalp,

Kaf dağında burun.

Söyle Bayım;

Kimde bu sorun..?

Derler ya;

'Terk et Leyla'yı, Mevla'yı bulursun.'

Etme Beyim,

Züleyha'yı Yusuf'ta nasıl görürsün..?

Çilem !

Nedir bu çehren ?

Hadi gül,

Biricik gültanem...

Ey Can !

Gülsün işte,

Aldırma dikene,

Gül dedin de;

Gülden köre ne..?

Ey Can;

Bırak kim ne dedi,

Aşk'a hudut olsa idi,

Mansur ipe çekilir miydi..?

"Hani der ya;

'Ayın şavkı vurur sazım üstüne.'

Dost!

Dokundun yine gönlümdeki bam teline.

Öyle ya, Gül mü koklanır hiç;

Gül'ün üstüne..."

Ey Dost! 

Emek dedin de;

Kimi işçi, kimi işveren.

Alnımızın yazısı silindi Beyim terlemekten..!

İncittin incitmesine de,

Sahi bu körlük niye ?

Hadi körsünde;

Bari nankörlük etme..!

Nasıl bir ilgi,

'Nerelisin' dedi.

Dedim ki 'Oralıyım'

Birden gülüverdi,

'Bende oralıyım.' dedi

Ay yüzlü sevgili...

Unutma Evlat;

Eden kendine eder,

Uzattığın el senindir,

Elbet sana döner..!

Evet, der ya Mahsuni;

'Bazen acılardan al ilacını.'

Aldırma Dost;

Pişirsin acılar çiğ yanını...

Dost;

İbrahim bu sonuçta,

Biri Halil diğeri Kaypakkaya.

Söyle be Usta;

Ne yaptıki bunlar nemrutlara..?

Evet, ilim bilmektir,

Beyim asıl mesele;

Beyine ilmek ilmek sevgi örmektir...

Hani inanmıştık,

Sahi nedir bu bıkkınlık ?

Dost kalk ayağa,

Yolun sonu aydınlık..!

Rakibin,

Yenebilirsin.

Tevazu Adem'in,

Kibir iblisin.

Biz nebilek Beyim,

Sen bilirsin..!

Ey Can !

Ateşten denizi ,

Mumdan kayıkla geçmek istersen;

Sevginde samimi ol.

Düşünürsen, işte en güzel yol...

Tek tip fikir,

Taassupda zirve.

Buyrun parodi;

Gül gülebildiğince..!

Dost!

Hadi üzülme,

'Hâlden anlamayan dilden anlar mı?' dedi,

Aşkın Güzelciği Sevgili...

'Kimsin?' dedi,

'Bilmem ki.' dedim.

Birden aldı benden beni,

O meçhûl Sevgili...

Benlik ateşi bu,

Buyrun iblisin sonu.

Hû dedik dost hû;

Evet doğrusu bu..!

Beyim;

Kanbağı dedik,

Candan öte sevdik.

Sevdik, sevdikte,

Bunca taşı biz bizden yedik..!

Ey Dost !

Sevgi eksildimi gönülde,

Göz kusur görürmüş,

En sevgilide…

‘Kimsin?’ dedim,

'Şems’im Evet Şems' dedi.

‘Nasıl yani?’ dedim;

Gülümsedi 'Güneş misali' dedi…

Tutsak beyin,

Zihinse köle.

Cellat bu Beyim;

Bu muhabbet niye..?

Ey Can;

Göz aydınlığıdır yeşillik.

Kopsun kıyamet,

Sen yinede bir fidan dik..!

Dedim;

'Dost, yoldaş dediğin nasıl olmalı?'

Birden tüm heybetiyle;

'Omurgalı durmalı dedi omurgalı..!'

De hele kirve;

Sevmediği halde seviyorum diyene,

Sahi;

Ne demeli sence..?

Dost;

Dünya sahnesi bu,

Kısacık ömür, iki hece.

Açılır birden bir perde,

Evet seyrederiz birlikte..!

Dedim Dost;

'Devrimci derviş de ne demek ?'

Dedi;

'Deli Deniz boynunda ilmek.

Hakk dedin mi de halkı incitmemek.'

Belki dedik,

Dost belki.

Fıtrat bu Beyim,

Değişmez ki..!

Dost;

Nedir bu hüzün ?

Hadi üzülme,

Vefasız bu adı üstünde.

Evet;

Kim bilir tasması kimin elinde..!

İncindik be Dost !

Bir kere incitmedik.

'Kusurlu' dediler;

Biz hep kusursuz sevdik...

Dedim ki;

'Ne de çabuk bıktın öyle!'

Birden sırıtı verdi,

Alaylı çehresiyle.

Evet!

Dev aynasında minicik cüce..!

Dört duvar arası,

Devasa odalar.

Söyle be Usta;

Analar niçin ağlar..?

Birden;

Döküverdi inci tanelerini gözlerinden,

'Söyle' dedi Sevgili;

Ne ister bunlar;

Tertemiz gönüllerimizden..?

Önce söv,

Sonra kan bağı de.

Usta be !

Âdem iblise ne etti sence..?

Ve Şair; 

'Zaman' dedi 'zaman'

Evet zamanla sınırlı insan,

Gel gör ki biri diğerine düşman..!

Aşıklık töresinde,

Mazarette neyin nesi ?

Al sana kuru laf;

Buyrun peynir gemisi..!

Dost !

O bir insan,

Senin fikrin sana, onun ki ona.

Öyle ya;

Tek tip olacak değil ya..!

Sevgili;

Usandık aşksız gönüllere gül ekmekten.

Evet,

Her biri bir parça kopardı can evimizden..!

Yazık !

Bir fikir için, biri diğerini yedi.

Birden bir gülüş;

'Aferin çocuklar.' dedi...

Zihninden bağlı,

Zincirsiz köle.

Buyrun hürriyet;

Gül gülebildiğince..!

Kim demiş,

Köşesinde oturdu peygamber ?

23 yıl, bunca sefer,

Öyle ya;

Aşıktır gayrete kader..!

Ey Dost;

'Sol yanım' deyince;

Dokunur gönlüme bir seher yeli inceden inceye.

Sevgili bu;

En sevgili neticede..!

Bu nasıl bir bilmece;

Hem yaşasın, hem kahrolsun,

Beyim anlayana aşk olsun..!

'Kasım' dedi Şair 'Kasım'

Tutula dursun onca yasın.

Sen ey Şanlı Çınar;

Sonsuza uzamaktasın..!

Dedim ki;

'Sahi bu kördüğümde neyin nesi?'

Birden gülümsedi;

'Aşk olsun Aşk' dedi,

Ay yüzlü sevgili....

Dost !

Aşka akılla ulaşılsaydı,

Sahi;

Darağacında Mansur'un ne işi vardı..?

'Fikir ayrılığı' dedin de;

Didişirken biri diğeriyle,

Birden bir semirmiş gövde;

'Oturun' dedi 'oturduğunuz yerde'..!

Birden minicik çehresiyle,

'Anne' dedi 'Anne'

Çocukları hep küçük kurşunla mı öldürürler sence..?

Evet;

Bilge, bilgin,

Körpecik beynim;

Sana emanet öğretmenim..!

Evet;

İnsanda beyin,

Sen biricik örneğim.

Sana selam öğretmenim..!

Birden 'O kim ki?' dedi kibrinden,

'Bilmem ki' dedim,

İblis ne ister  Peygamber Adem'in neslinden..?

Aldırma be Oğul !

Dedik ya;

O'ne olursa olsun,

Sen insanoğlusun..!

'Sahi bu saz da nedir?' dedi,

Dedim ki;

Yurdumun töresi, Gönül dağının sesi,

Şimdi sen söyle; 

'Bu kör beyin de neyin nesi..?'

Dost;

Değer verdik diye mi acep değersizleştik ?

Bunca taşı biz en sevdiklerimizden yedik..!

Evet;

Burası dünya,

O'ndan O'na,

Ne olursan ol,

Yolculuk sonsuzluğa...

Semiren benlik,

Höykürdü birden;

'Ben dedi Ben'

Eyvallah etmem..!

Evet;

Taht kurmuşlar göklere,

Dev dev adamlar.

Misket kavgasıda nedir ?

Etmeyin çocuklar..!

Özünden kaçış,

Tabana kuvvet.

Nedir bu taklit ?

Doğrusu hayret...

Evet;

Simit sarayından,

Gönül sarayına.

Aşkın güzelciği Züleyha,

Aşk olsun seni anlayana..!

Hani der ya Şems’imin eseri, Aşk Eri Mevlânâ;

'Küsmek için bahaneler arayacağınıza, sevmek için çareler arayın.'

Öyle ya, zaten bir ve beraber değil miydik;

Bezm-i Elestü, Kâlû Belâ da? Peki niçin bir tebessümü bile esirgiyoruz misafiri olduğumuz şu geçici dünyada?

Gelin etmeyin, eylemeyin;

Yunus gibi sevelim, sevilelim.

Hünkârımız gibi incinsek de, incitmeyelim.

Yarın ne der atamız Peygamber Adem, Nuh, İbrahim, Musa, İffetli Meryem'in oğlu İsa,

Tebessüm etmek sadakadır buyuran;

Can Muhammed Mustafa

(salavatullahi aleyhim ecmain)

Beyim insan bu;

Melek değil ya.

Bak, bakta,

Kusura bakma..!

Dedim ki;

'Devrimci derviş,

Affetmek nedir sence ?'

Dedi ki;

Ezilen çiçeklerin kokusudur bence..!

Görüş ayrılığı deyip,

Vakit öldürmek yerine

Keşke gönül verseydik,

Şu en güzel söze;

Evet 'İstikbal Göklerde'..!

Ey Can ;

Yolculuk, evet

Ta Kalu Bela'dan.

Geçiyoruz birlikte bak,

Geçici dünyadan...

Zirvede benlik,

Bilmem ki acep niye ?

Beyim merhamet etmeyene,

Edilir mi sence..?

Ne yapayım dedi;

'Mecbur kaldım.'

Dedim ki;

'Aşkı anlasaydın taş atana inat gül atmazdın..!'

Ne arar ne sorar;

Bulunmaz hint kumaşı,

Kendini birşey sanar..!

Dedimki sevgili;

'Yaşamak nedir sence?'

'Aşk dedi aşk'

Aşkı anlamalısın önce...

'İncelik' dedi,

'İncitmemek' dedim.

Gülüverdi;

İnce ruhlu sevgili...

Dün gitti Dost,

Bugün de gidecek !

Hadi üzülme;

Yarın güller de gülecek...

Ve Şair ekledi;

'Seven sevdiğini, gönlünde büyütmeli'

Dedi Sevgili...

Bir bardak su,

Bu nasıl bir fırtına ?

Bin batman çamur,

Vurun garibin sırtına..!

Evet; Sağlıklı yaşam,

Ne güzel nimet.

Şifacı ele,

Niçin bu şiddet..?

Bunca beyin,

Kemirdikçe sevin !

Sömürü dedin de;

Bu nedir ki Beyim..?

Evlat !

Bi şekilde karnın doyar.

Sağlığın yerinde değilse,

Dünya senin olsa neye yarar...

Binbir surat;

Herkese farklı.

Öldürücü zehir,

Zihninde saklı..!

Sahi Beyim;

İblis haddini bilseydi,

Bilgisi başını yer miydi..?

Gül gibiydi,

Gül dedim Gülce,

Gülüverdi birden,

Evet 'gül' deyince..!

Bilmem ki dost;

Bu hazımsızlık neyin nesi ?

Ne yana dönsem,

İblisin kin dolu nefesi..!

'Ben' dedi 'Ben'.

Birden tarifsiz bir ses;

'Sen' dedi öyle mi 'Sen'..?

Çileyle yoğrulan,

Gölgesi sığınağım, ömrünü bana adayan,

Derler ya ;

'O adam benim babam..!'

Evlat;

Sevki, sevdiresin.

Bilmez misin ?

Sevmeden sevdiremezsin...

'Ana' dedi 'Ana'

Öyle ya;

Yüklenmiş kâinat sırtına..!

Zift gibi karanlık,

Diş biler devler,

Menüde kanarya;

Aman ha beyler..!

Söyle be kirve ;

Fikir ayrılığı deyip vakit öldürmek yerine,

Birlikte birşeyler üretilmez mi sence..?

'Safran' dedi Şair; Safranbolu

Gül misali, safran kokulu lokumu.

'Anadolu' dedik ya Beyim,

İşte Anadolu...

Ben 'aşk' dedim,

O 'aklım' dedi.

Höykürdü bir benlik;

Evet aklı başını yedi..!

Kalburla güneş taşırsın öyle mi ?

Birden 'Hey çaktırma !' dedi,

Gülümsedi...

Ey Can ;

Hadi aldırma,

Öyle ya;

 Belkide o layık değildi sana..!

'Kalburla güneş taşırsın' dedim öyle mi ?

Birden gülümsedi;

'Çok işim var oyalama beni' dedi...

Evet !

İster gece, ister deniz rengi.

Ey Sevgili;

Gören gönül gözü değil miydi..?

Bir lokma ekmeğin hesabını yaptılar.

Hesapsız sevdik Usta, hesapsız sevdik,

Biz ince hesabı nereden bilecektik..!

'Ben' dedi 'Ben'

'Eyvallah etmem!'

Birden;

'Bana bak! dedi iblis,

Ortaklık istemem..!'

Maya bu,

Cibilliyet !

O ne ederse etsin,

Evlat sen idare et..!

Derler ya;

Vefası olanın, vedası olmaz !

Evet evlat;

'Dost' dediğin öyle kolay kolay bulunmaz..!

İnsan bu Bayım;

Kimi yaralar,

Kimi yarayı sarar...

© Copyright 2018 | Tüm Hakları Saklıdır.